işte tam da bu nokta da gözler hafif kısılır etraf flulaşır, geçmişe bir yolculuk başlar ve fonda acayip hayvanlara benziyirsen şarkısı çalmaya başlar...
çocuktuk, ne zaman birisinin evinde toplansak ve evde kimse olmasa hep ''o'' doktorculuk oynamayı teklif ederdi. yeni sünnet olmuş oğlan çocuklarının önünden geçmeyi hep ''o'' isterdi. biz çocuğuz bir şey olmaz diyip hep ''o'' kısa şortlar giyerdi. biz bakkaldan şeker çikolata çalarken ''o'' sakız çalardı.
daha göğüsleri çıkmadan sütyen takma hevesine hepimizden önce ''o'' düşmüştü. annesinin makyaj malzemelerini sürekli kullanır, saçlarına sim sürer ve sorunca ''yalnışlıkla döküldü'' derdi.ilk öpücük heyecanını hepimizden önce ''o'' tattı.
tabii biz büyüdük falan koptuk birbirimizden. ama dünya dedikleri gibi gerçekten de küçük. geçen gün sokakta gördüm. geçen dediysem sıcak havanın sonlarıydı artık. beyaz pantolon giymişti, ağzında sakız ve göğüs dekoltesi... yanında 3- 4 tane erkek vardı. birkaçının elinde içki şişesi birkaçının elinde döner bıçağı vardı...