bugün

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Yaşanacak gibi değil. Öylesine ayyuka çıkmış ki her şey. Nefes alacak gibi değil bu dünya. Ne bir sevginin kıymeti var gönüllerde ne de bir masum tebessümün samimiyeti. Bir dünya kurmuşlar ki kendilerine barınmak mümkün değil. Bir yanda sabahlara dek eğlenmeye dem vurup benliğini, kimliğini kaybedenler, diğer yanda hüzün sokağında gözyaşı, mazlumiyet. Ne bir bank taşıyabiliyor iki masum sevgi dolu kalbi, ne de bir sokak lambasının dinlemeye tahammülü var kalbi ve kanadı kırık birini. Biraz olsun, biraz olsun nefes almaya çalışan bir kaç kişinin çırpınışlarını duyuyor bir kaç kişi, diğer yanda sahte mutluluk dilekleri ve sahte samimiyetler. Ne çok şey istiyormuşuz yahu biz. Ne bitmez tükenmez isteklerimiz varmış. Duymuyor mu kimse kimseyi? Biraz oturun, soluklanın. Kime kalmış bu tabiat? Bir tek ben mi ayrılacağım bu dünyadan? Ne oldu sizlere? Hepiniz üzgündünüz, hepiniz mahsun, kederli. Şimdi ne oldu? Kim sizi kandırıyor? Biraz soluklanın ne olur. Bakın yine belediye bir anons veriyor öğle vaktinden hemen sonra diye. Ne söyleceğimde siz bana inanacaksınız. inanmayı bırakında siz beni nasıl duyacaksınız? Benim sesim nasıl bu kendinizi kaybettiğiniz sesleri bastıracak? Bırakın şu telefonları elinizden. Yemin ederim güneş aynı güneş. Sizlere samimiyetle söylüyorum aynı gökyüzü aynı, bıraktığınız gibi. Kulaklığınız takılı iken gözlerinizi kapatıp dinlediğiniz bir kaç duygusal müzik mi telefonlarınızın ekranlarını kapatmaya sebep? Ağlamayın. Kandırıyorlar sizi. Ağlamayın çünkü biraz sonra geçecek. Duygu selinizde boğulmayın diye bir kaç keyifli video, eğlenceli mekan ve anlamsız melodiler silsilesi sarılacak sizlere. Üzülmeyin a dostlar nasılsa geçecek. Şimdi biraz oturun, biraz soluklanın.