son 16 turunu da gün itibariyle geride bıraktığımız organizasyon. yeni elenen takımları da linkteki listeye ekleyelim ilk olarak.
9.)japonya-------(ikinci turda 1-1 berabere kalıp penaltılarda elendi.)
10.)ispanya------(ikinci turda 0-0 berabere kalıp penaltılarda elendi.)
11.)avustralya---(ikinci turda 2-1 yenildi.)
12.)a.b.d.---------(ikinci turda 3-1 yenildi. gruplarda 5 puan topladı.)
13.)polonya-----(ikinci turda 3-1 yenildi. gruplarda 4 puan topladı.)
14.)güney kore-(ikinci turda 4-1 yenildi.)
15.)senegal------(ikinci turda 3-0 yenildi.)
16.)isviçre-------(ikinci turda 6-1 yenildi.)
17.)almanya----(4 puan, 1 averaj, 6 gol attı, 5 gol yedi)
18.)ekvador----(4 puan, 1 averaj, 4 gol attı, 3 gol yedi)
19.)kamerun---(4 puan, 0 averaj, 4 gol attı, 4 gol yedi)
20.)uruguay----(4 puan, 0 averaj, 2 gol attı, 2 gol yedi)
21.)tunus-------(4 puan, 0 averaj, 1 gol attı, 1 gol yedi)
22.)meksika---(4 puan, -1 averaj, 2 gol attı, 3 gol yedi)
23.)belçika-----(4 puan, -1 averaj, 1 gol attı, 2 gol yedi)
24.)gana--------(3 puan, -2 averaj, 5 gol attı, 7 gol yedi)
25.)suudi arabistan(3 puan, -2 averaj, 3 gol attı, 5 gol yedi)
26.)iran--------- (3 puan, -3 averaj, 4 gol attı, 7 gol yedi)
27.)kosta rika--(3 puan, -8 averaj, 3 gol attı, 11 gol yedi)
28.)danimarka(1 puan, -2 averaj, 1 gol attı, 3 gol yedi)
29.)sırbistan---(1 puan, -3 averaj, 5 gol attı, 8 gol yedi)
30.)galler-------(1 puan, -5 averaj, 1 gol attı, 6 gol yedi)
31.)kanada-----(0 puan, -5 averaj, 2 gol attı, 7 gol yedi)
32.)katar--------(0 puan, -6 averaj, 1 gol attı, 7 gol yedi)
ikinci turdaki eşleşmelerde fas hariç sürpriz yapan bir takım olmadı diyebiliriz. diğer tüm karşılaşmalarda kağıt üzerinde daha iyi görünen takım turu geçmeyi başardı. ama fas, ispanya karşısında iyi bir direnç gösterip turu aldı. bu beni sevindiren bir sonuç oldu açıkçası. çünkü ispanya yine o "topun üzerine yat, 90 hatta 120 dakika boyunca sadece pas yap, kazayla bir gol atarsak ne ala" futbolunun ikinci sezonunu açtığını gösterdi. tiki taka futbolu çoğu kişinin aksine benim hiç hoşlanmadığım, izlemekten hiç keyif almadığım, başarılı olmasını asla istemediğim bir tarzdır. bu turnuvada erkenden yolcu olmaları benim adıma mutluluk verici. ancak şunu da söylemek lazım ki bu ispanya takımı çok genç bir takımdı. futbolları henüz olgunlaşmamış. bu futbol olgunlaştığında ispanya tekrar iki üç kupayı arka arkaya tekeline alabilir. şimdiden bir sonraki dünya kupasının favorileri arasındalar bana kalırsa.
hollanda oldukça gösterişsiz, fiyakasız ama net bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. kimileri a.b.d'nin bir sürpriz yapabileceğini öngörüyordu ama teknik direktör van gaal farkı olsun, futbolcuların tecrübesinin etkisi olsun, bir şekilde hollanda turu aldı. böyle sinsi sinsi, uyuta uyuta gelen takımlar her zaman tehlikelidir. çeyrek finalde arjantin'i elemeleri benim için sürpriz olmaz.
arjantin demişken, onlar da avustralya'yı eleyerek çeyrek finale yükseldiler. ama messi daha kaç maç şapkadan tavşan çıkarır, kısır bir maçın kilidini gol atarak ya da attırarak açar bilmiyorum. açıkçası oynadıkları futboldan hiçbir şey anlamıyorum. kamuoyundaki devasa messi sempatisi sebebiyle (ki ben de çok severim) hak ettikleri kadar ağır eleştirildiklerini düşünmüyorum. evet, turu geçiyorlar ama gerek gruplarındaki gerek 16'daki rakipleri çok zayıftı. ve buna rağmen önce allah'a sonra messi'ye emanet bir şekilde ilerliyorlar. çeyrek finaldeki rakipleri hollanda olacak, ve muhtemelen yine sevenlerine saç baş yoldurtacaklar.
gücü pek sınanmayan başka bir takımın da ingiltere olduğunu düşünüyorum. gruplarını yenilgisiz tamamladılar ama iran, galler ve a.b.d'den oluşan grupları belki de bu senenin en vasat grubuydu. ikinci turdaki rakipleri senegal de bir gol yedikten sonra dünyanın sonu gelmiş gibi saldı maçı ve hiçbir varlık gösteremediler. bu sebeplerden ötürü ben göründükleri kadar kuvvetli bir takım olduklarını düşünmüyorum. çeyrek finaldeki rakipleri fransa. ingiltere ilk kez bu maçta ne olduğunu ortaya koyacak.
fransa inanılmaz kadro derinliği ve istekli futboluyla gümbür gümbür geliyor. mbappe ikinci dünya kupasını da almayı kafaya koymuş gibi. ikinci turda polonya'ya iki şık gol atarak sinyali verdi. finalin en güçlü adayı fransa gibi sanki.
hırvatistan son 16'daki rakibi japonya'yla olan maçını penaltılara taşıyıp turlamayı başardı. japon futbolcular korkunç penaltılar kullandılar ve hırvatistan çok da gerilmeden galip geldi. geçen dünya kupasının finalisti olan hırvatistan kağıt üzerinde hala fena durmasa da kadroları gerçekten yaşlı ve çeyrek finalden öteye gidebilmeleri büyük sürpriz olur. hele de rakipleri brezilya'yken.
brezilya çok kuvvetli bir oyunla ilerlemeye devam ediyor. isviçre, sırbistan ve kamerun'dan oluşan grupları epey zorlayıcı bir gruptu bana kalırsa ama bunu çok da hissettirmeden gruplarını lider bitirdiler (son maçlarındaki kamerun yenilgisi liderlik rehavetinin sonucuydu bence). ikinci turda da güney kore'ye doğru düzgün nefes bile aldırmadan net bir şekilde turu geçtiler. korkulacak bir takımlar ve kupaya iyi konsantre olmuş görünüyorlar. şimdiye kadarki görüntülere bakarak konuşacak olursam final brezilya-fransa kokuyor.
portekiz'in son 16'da isviçre karşısında zorlanacağı hatta isviçre'nin portekiz'e kötü bir sürpriz yapabileceği tahmin ediliyordu ama portekiz cayır cayır top oynayarak isviçre'yi 6-1 yendi. portekiz'in "ben de buradayım" dediği bir maç oldu gerçekten. hem de bu maçın ilk on birinde ronaldo yoktu. santos hoca ronaldo'yu yedeğe çekip yerine gonçalo matias ramos'u oynattı ve ramos 2022 dünya kupasının ilk hat-trick'ini yaptı. turnuvaya şaşaalı bir başlangıç yapan ramos performansını sürdürebilirse, portekiz de finale kadar yola devam edebilirse turnuvanın yıldızı olabilir. çeyrek finalde fas ile karşılaşacak olan portekiz'de ronaldo'nun akıbeti ne olacak, isviçre'ye karşı sergiledikleri etkileyici futbol devam edecek mi, bunlar merak edilen sorular.
görüldüğü üzere turnuva şimdiden hikayelerle dolu. açıkçası ben hiç de fena bir turnuva izlediğimizi düşünmüyorum. güzel eşleşmeler oluyor, güzel hikayeler çıkıyor. düşünsenize bir tarafta senelerdir maradona'yı geçmek için bir dünya kupası alması gerektiği kafasına kafasına vurulan messi var. ve insanı deli edecek hatalar yapan takım arkadaşlarına rağmen gerçekten de takımı sürüklüyor. öte tarafta kanser hastası van gaal hoca ve takımı hollanda. yenilmiyorlar ama parlamıyorlar da. eleştiriler gırla gidiyor ama takım da sessiz sakin yoluna bakıyor.
senelerdir aynı nakaratı söyleyen, "futbol eve dönüyor" diyen ingilizler yine, yeni ve yeniden iddialılar. ama karşılarında da bir çok sakat oyuncuları olmasına rağmen eksiklik hissetmeyen, kuvvetli bir fransa var. ingiltere-fransa maçının adı bile o kadar büyük ki, buna eşlik eden hiçbir hikaye olmasa da insan heyecanlanır. üstüne üstlük çuvalla da hikaye var bu iki takımın beraberinde.
"son bir iş daha, sonra bırakıyoruz" diyen modriç'li hırvatistan, pele şu aralar ciddi bir hastalıkla uğraşırken turnuvaya bir kat daha fazla asılmış brezilya ile karşı karşıya. neymar sakatlanıyor ama geri dönüyor, vini uçuyor, richarlison taklacı güvercin golü atıyor. brezilya için seneler sonra ilk defa joga bonitodan tekrar bahsediliyor.
ronaldolu mu, ronaldosuz mu? portekiz için bu bile büyük hikaye. karşıda ise ispanya'yı eleyen ve çıkışını sürdürmek isteyen bir fas var. fas, ispanya, portekiz falan yazarken bile büyük bir tarihi arka plan canlandı zaten gözümde.
kısacası ben gidişattan razıyım. iyi bir turnuva izlediğimizi düşünüyorum. belki aşırı fazla spektaküler gol yok. belki biraz da çeyrek finale çıkabilen sürpriz takım sayısı az. ama ileride çok belgesele konu olacak bir turnuva oluyor bence. daha muhtemel messi-ronaldo finalinden falan bahsetmedim bile. büyük şeylere gebe bu turnuva. izleyin.
çeyrek finallerden sonra yukarıdaki sıralamaya elenen dört takım daha eklenecek. o zaman tekrar görüşürüz.
