bugün

gecenin derinlerinden öyküler

Kadim bir ormanın içlerinde saklı kalmış bir yer burası. Dağın eteklerinde yer alıyor. Yolu ise saklı bir yoldu herhangi bir insanın bulamayacağı. Bazen karanlığın hakim olduğu bir yol haline de geliyor. Doğrusunu söylemek gerekirse normal bir yer değil bu kasaba belki de bu dünya. Dünya dedim, çünkü kendine özel bir yaşam var buranın içerisinde. Çevrene baktığında bunu anlıyorsundur. Gördüklerin bunu dile getiriyordur sana.

Şu hemen uzağımızdaki hanın görünümüne baksana ne kadar büyüleyici ve etkileyici olduğuna. Ya şu amfitiyatro, nasıl da süslenmiş kabartmalarla. Ve gözlerinde merak uyandıran buradaki insanların barındığı evler. Hepsi birbirinden nasıl da farklı. Bazıları büyük farklar bazıları ise ufak farklılıklar içeriyor. Ama hepsi o insanların özündeki karakteri yansıtıyor. Dedi özgür Elif'e.

Kapıdan girerken bu kadar büyük görünmüyordu bu kasaba şimdi bakıyorum da içerisi gerçekten de sonu olmayan bir dünya gibi dedi Elif. Ama bir ütopya değil diye ekledi özgür. Bu kadar büyüleyici olsa da her insanın içinde farklı bir karakter var. Baksana şu genç kıza dışarıdan ne kadar masum ve naif duruyor ve aradan birkaç saniye geçtikten sonra bir de şimdi bak dedi özgür. O genç kızın asıl görünümünü gösterirken. Kana susamış bir varlık olduğunu gösterirken.

Bu sadece bir örnek dedi Özgür. Sen de kendini keşfetmeye başladığın zaman onları daha net görebileceksin diye ekledi. Hem merak içinde hem tebessümle dinlemişti bunları Elif. Ve ikisi böyle konuşurken yanlarına Lara ve dişi kurt da geldi. Özgür, hadi kalacak yere yürüyelim, üstümüzü değişelim dedi bugün hangi gün biliyorsunuz dedi. Ve o an akıllarıne geldi üçünün de yeni yıla girilecek gün olduğu. Yolculuk ve yaşananlar unutturmuştu bunu.

Özgür önde kızlar arkada eve vardıklarında evin gotik ve barok tarzın bir karışımı olduğunu ve ürperti ile hayranlık karışımı bir his verdiğini hissettiler. Kızlar üstlerini değiştirirken özgür girişin hemen yanında çoktan benliğine dönmüştü bir giysiye ihtiyacı yoktu. Fakat üç kız ise sade bir şekilde giyinmişlerdi. Elif içlerinde biraz daha dikkat çekeni olmuştu. Çünkü üzerinde dizlerinde biten bir elbise vardı, özgür onu daha önce böyle görmemişti ve şaşkınlığını gizleyemedi kızlar ise onun bu hâline gülüyordu. Özgür, gülmeniz bittiyse hadi dışarıya çıkalım biraz dolaşalım sonra da gösteri var ona gideriz dedi.

Dışarı çıktıklarında ise kar yağmaya başladığını gördüler. Fakat hava ise yumuşacıktı, üşütmüyordu tenlerini. Yavaş adımlarla bu kasabanın keyfini çıkartıyorlardı. Elif ise ilk defa görüyordu burayı. Keşfe meraklı ufak bir kız çocuğu gibi görünüyordu. Gördükleri ise gözlerini büyütüyor dudaklarında ve yüz hatlarında bazen hayranlık bazen şaşkınlık uyandırıyordu. Çünkü gördüğü şeyler kendi arzularını kendi zevklerini yansıtan görüntüler gibiydi. Neler gördüğünü belki de sonra anlatacak, içinde tutamayacaktı. Şimdi ise sadece bu anın içinde huzurlu ve rahat bir şekilde keyif sürüyordu.

Kar yağışı öyle güzeldi ki her yer beyaza bürünmüştü. Işıklar rengarenk, bir festival bir karnaval havası vardı kasabada. Ve gece yarısına az bir süre kalana kadar gezebildikleri kadar yeri gezdiler. Ama en ufak bir yorgunluk dahi hissetmediler. Ve amfitiyatroya geldiklerinde dişi kurt, Lara ve elif yan yana oturdular. Özgür ise Elif'e
sevdiği likörü verdikten sonra tepeye doğru çıktı. Elif nereye diye sormak istedi ama alacağı cevabı biliyordu. Özgür de yukarıdan izliyordu her şeyi.

Yavaş yavaş gösteriler başlamış eğlenceler başlamış tiyatro oyunları, tragedyalar ve müzik şölenleri başlamıştı. Herkes eğleniyor gülüyor kahkahalar atıyor bazen de tatlı hüzünlere giriyorlardı. Ve en sonda yeni yıl şarkısını söyleyecek o kadın çıkıyordu. Fakat bu şarkı insanların bildiği türden bir yeni yıl şarkısı değildi. insanı büyüleyen bir ses ve eski dilde kelimeler içeriyordu. Ve herkes bir anlam hissediyordu aynı olan da vardı farklı hisleri barındıran da.

Özgür şarabını yudumlarken şişesinden o şarkının tüm sözlerini ruhunda hissediyordu. Çünkü o kelimelerin anlamlarını biliyordu. Fakat gözü Elif'in üzerindeydi. Çünkü şarkı başladığından bu yana içinde bir şeylerin coştuğunu hislerin değiştiğini farklı hisleri ruhunda hissetmeye başladığını biliyordu. Elif ise biraz korkulu biraz şaşkındı. Ne oluyor böyle diyordu. Ama bir süre sonra elif de neler olduğunu hissedebiliyordu. Teni buz gibiydi fakat arkasına dönüp direkt olarak özgüre baktığında dudağında var olan o tebessüm ise güneşten bir parça kadar sıcaktı. Özgür ise çoktan tebessümle onu karşılamıştı.

Ve ağzından dökülen kelimeler aralarında o kadar mesafeler olmasına rağmen Elif'in kulağına fısıldandı, elif bu kelimelere karşılık sadece özgüre baktı derin derin bir bakıştı bu. sadece ikisinin duyduğu, bildiği eski lisandan bu kelimelere . Ve sonra bir ses duyuldu hem şarkıyı söyleyen kadın hem de oradaki insanlardan mutlu yıllar diye...

( Ve özgür ellerini Elif'e doğrultup enerjisini ona verdi ruhunda ve teninde olan hastalıkları kötü hisleri çekip aldı göğe doğru üfledi, bu ise hikayeden bağımsız bir iyileştirme temennisiydi:) )