bugün

sözlük yazarlarının itirafları

“küçük bir oğlan dalgalara doğru koşarken kumların üzerinde, bir kız yaratıcısının kucağında sessiz hayranlıkla uykuya dalarken, cennet elmasını dilimleyip minnetle uzatmak teni güneşle kavrulmuş beyaz avuçlu adama.”

Demiştim.
Bu Yıllar önceydi.

Kan rengi mürekkebin buruşturulmuş bir kağıda yıllar sonra beni deşecek satırları nakış nakış işlediğini bilmeden. Henüz bilmiyorken kokuşmuş bir cildin sarıp gizlediği tiksindirici fotoğrafları, o an kırıntılarını, eskizleri. Henüz bilmiyorken Adım başı bir mabet gibi yükselen yalan imparatorluğunun ciğeri beş para etmeyecek egoist nebī olduğunu. Henüz bilmiyorken bedenimi, ruhumu, bildiğim ve bilmediğim, anladığım ve henüz vakıf olmadığım tüm varlığımla çepeçevre kuşatacak … eti sıyrılmış kemik gibi köpeklerin ayaklarına yuvarlanacak olanı. Ve adım gibi biliyordum da..


Henüz bilmiyorken ama o bilişin bilgisi yüreğime düşmüşken. Henüz..

“imajlar, sanrılar, illüzyonlar dünyasındaki boşluğa fırlatılmış olanlar.. kocaman bir hiçi devasa bir cevherle taçlandırıyorlar.”

Demiştim.
Bu Aylar önceydi.

Ruhumun göğsümde sertleşip ergiyen cevherini çıplak ellerinle sökmeden.. silmeye kıyamadığın kokuşmuş kalp müzenin en köhne yerine kaldırmandan hemen önce.

Seni tanımayanların bana kalpsiz dediği,
Bozduğum bedenlerin, kırdığım kalplerin,
Ve elimin tersiyle ittiğim tüm o muğlak mutluluk vaatlerinin nihayetinde;

Vardığım menzilde bilseler! onlar bile üzülürler..

Şimdi utanıyorum senden.