bugün

hayattan geceye kalan

Kuşların minik yüreciği ürkek olur. Onca yüksekte özgürce kanat çırparlar da pencere kenarı balkon yamacı demeden -iyilik için konulan- bi' yudum suyu, az bir dâneyi yemek için çekinirler. Korku belası, ne yaparsın. Ökseye tutulup, esaret acısını ömür boyu çekmek... Daha kötüsü, esaretin zulünü  umudunu kaybetmenin çaresizliğiyle birlikte yaşayacağını hissetmek... Nasıl ürkmez ki biçare mahlûk? Biliyoruz bizler de buraya ait olmadığımızı. Gideceğimiz yer burası değil, kalmanın imkansızlığı ise; ışığın karanlığa gömüleceği kadar kesin. Çırpınan güzel ruhlu tertemiz canları mahkum etmek isteyen ham kullar,  seni de tapındıkları hiçe dahil etmek istiyor. Korkusuz ve akıllı olup, ökseye yakalanmamak gerek; çirkefin ve sahte sihrin gözleri kamaştırdığı bu alemde.