mgtow

entry36 galeri
    29.
  1. feminizm adı altında erkek düşmanlığı ve kadın ayrıcalığı isteyen mahlûkların ve dahi erkekleri araç gören kadınların insanlığın kodlarıyla oynaya oynaya erkekleri mecbur bıraktıkları akım.

    bakın, mgtow'ın kökeni 2001'e dayanır. tabiî her şeyde olduğu gibi bunda da yarım asır geride güzel ülkem. neyse... ilk duyduğumda henüz gençtim, çok saçma gelmişti. "ulan, her canlı gibi üremek için varız biz de" diye düşünmüştüm. eh, genciz. daha seksin tadını da yeni alıyoruz falan aklıma yatmadı tabiî. ama geçen yirmi yılda şunları anladım:

    1- kadıncı akımlar erkekleri iki aşırıya itiyorlar. bunlardan biri mgtow diğeri ise maâlesef kadın düşmanlığı ki bu ikincisi ülkemizde sıklıkla gördüğümüz gibi "kadınları katledelim, tecavüz edelim" gibi de değil; uzun vâdede çok daha tehlikeli. kadınları tümüyle metalaştırma üzerine kurulu. üstelik kadınların azımsanamayacak bir kısmı da bunu arzuluyor. hatta ileri gidip gerçekten de ciddî fiziksel zarar görmeyi isteyen kadınlar var.

    2- birinci şıkkın nedeni günümüzde kadınların erkekleri tümüyle betalaştırma istekleridir. bu resmen bir iktidar savaşıdır ki kadınlar bu savaşı tümüyle gayrınizami savaş taktikleriyle, son derece sinsice oynamaktadırlar.

    3- unutulmaması gerekir ki kadınlar her türlü bu savaşı kaybedecekler. kazandıklarını sandıklarında bile kaybedecekler çünkü o çok istedikleri betaları yaratmak için erkekleri iğdiş ediyor, erkekliklerinden ediyorlar. bu da mgtow'u yaratan şey. bu savaşı erkekler kazanırsa kadınlara olacak olan da kadınların metalaşmaları. yani ortada şöyle bir denklem var:

    a) kadınlar kazanır: kadınlar da erkekler de istediklerini alamazlar.
    b) erkekler kazanır: kadınlar istediklerini alamazlar, erkekler istediklerini alırlar.

    4- kadınlar toplumdaki eşit birey olma haklarına erkeklerin izniyle kavuştuklarını o kadar hızlı unuttular ki... misâl türkiye... hanımlar, atatürk gibi bir erkek çıkıp size bugün kullanmakta olduğunuz hakları vermeseydi şu anda durumunuz iran ile suudi arabistan gibi bir yerlerdeydi. bunu batı dünyası için de örneklendirebiliriz. abd'de, birleşik krallık'ta, isviçre'de, fransa'da hep erkekler râzı geldikleri için bugün eşit haklara sahipsiniz. bugün yediğiniz haltlar tümüyle nankörlüktür ve sinsiliği bırakıp mertçe savaşırsanız hiçbiri elinizde kalmayacak haklardır. o yüzden bok yemeyin, oturun oturduğunuz yerde; bu savaşı kazanamazsınız.

    5- mgtow bu savaşın vicdani retçileridir. savaşmak yerine "bokunuzda boğulun"cularıdır.

    ekleme: kadın bir eski feminist** tarafından çekilen the red pill sansasyon yaratmış bir belgeseldir. cassie jaye'dir bu hanım. ve bu belgesel filme kadar her yerde sponsorluklar yağan hanımefendiyi feministler açlığa mahkûm etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. filmin gösterilmesini engellemek için her türlü ifade özgürlüğü yasasını çiğnemeye çalışmış, söyleşileri engellemiş, sponsorlarını tehdit etmişlerdir. ve tüm bunları jaye kadınlara karşı tek kelime etmeden yapmışlardır.

    izlemek isteyenler için türkçe altyazılı the red pill: https://www.youtube.com/watch?v=j6S8Px6BdDU
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük