bugün

masumiyet müzesi

592 sayfa, 3 bin 71 paragraf, 140 bin 366 kelimeden oluşan çağdaş türk edebiyatı romanı.

pamuk'un da kitaplarında bolca dalgasını geçtiği heyecanlı okurlardan biri olarak önce bazı eleştirilere cevap yetiştireceğim: kitapta kelime yerleşimleri, üslup ve samimiyet kusursuz işlenmekte. meşhur ikinci cümle,** standart zekada bir ortaokul öğrencisinin, anlayabileceği gibi dilbilgisi hatası içeriyor, evet. bu hatayı emin olun nobel edebiyat ödülü almış bir yazar farketmemiştir, tabi.

daha önce orhan pamuk romanları okumuşlar ve okumamışlar olarak ikiye ayırmak gerekiyor, kitabın okuyucu kitlesini. eğer; celal salik, handan, alaaddin'in dükkanı, pamuk apartmanı, vali konağı caddesi, teşvikiyecadyüzotuzbeş, şair ka, chevrolet, ipek, yeni hayat pastanesi, eve dönüş kelimeleri yahut kelime öbekleri size yabancıysa öncelikle orhan pamuk'un diğer kitapları olan, kara kitap, kar, cevdet bey ve oğulları ve yeni hayat'ı okumanız gerekmekte. kitap böyle şekillenecek ve ruh bulacaktır ancak. aksi takdirde yaşadığınız hayatla beraber, bunu kalburüstü bir aşk romanı olarak görmeniz de muhtemel. ben hiç olmazsa kara kitap'ı okumanızı şiddetle tavsiye ederim, kara kitap'ın destansılığı bir yana, masumiyet müzesi ruhunu algılayabilmeniz için bile buna değer. hatta kara kitap'ı okumadan, masumiyet müzesi'ne başlarsanız hata ve ihanet etmiş olursunuz kemal'in aşkına.

kitaba gelelim; sanıldığının ve yerleşmiş genel kanının aksine, öykü inanılmaz sıradan. yetmişlerde çekilmiş standart bir türk filminde kullanılabilecek kadar sıradan hatta.
öte yandan, kitabın asıl büyüsü de işte tam sıradanlığından, temposuzluğundan, hatta durağanlığından kaynaklanıyor. kitabın asıl kurgusu tam dokuz sene tutuyor. pamuk'un diğer romanlarından alışılageldiği gibi, çocukluk anıları ve yıllar sonra muhasebe yapma sahneleriyle bu süreyi yarım asıra kadar yaymanız bile mümkün hatta.

orhan pamuk kitapları, sadece ana karakterlerin yaşamlarını değil, döneminin dünya ve türkiye'sini de yansıtır. masumiyet müzesi'nde de aynı etkiyi görmek mümkün, 70 ve 80'li yılların politik kaygıları, türk burjuvazisinin temel hikayesi, bekaret, şehirli-taşralı ilişkisi de yoğun olmasa da panoramik bir şekilde işleniyor.

kitabın uslup bakımından en alışılagelmemiş ve dikkat çekici noktası; bir sürprize prim vermemesi, bir hikayenin sonunu en başından söyleyebilmesi ve okuyucuyu basit heveslere kaptırmak yerine, aşkın ve hayatın özüne çekebilmeyi başarmasıdır. sadece bu özelliği sayesinde bile çağdaş edebiyat kitapları arasında kendine hatrı sayılır bir yer edinecektir. muhteşem.

558. sayfada ikinci paragrafın başında geçen ilk isim haricinde hiçbir dizgi hatası yok kitapta. bu çok hoş ama, orhan pamuk'un insanı paranoyak yapmaya hevesli bir yazar olması yüzünden, ben bu hatayı bile, pamuk'un bu kitabı ne tip daktiloyla yazdığını göstermek ve okuyucuya o hissi tattırmak, yahut okuyucuya yeşil tükenmez kalem* aratmak için, bilerek yaptığını düşündüm. hatta keşke öyle olsa.

spoiler'dan ziyade, zaten kitabı henüz okumamışlara pek bir şey ifade etmeyecek kişisel birkaç detayla devam edeceğim, dileyen yazdıklarımı gönül rahatlığıyla okuyabilir:

seksenikinci sayfa, kimsenin dikkatini çekmemesine rağmen başlıca bir özet. *
ona evlenme teklif edecektim bölümü bir,
nişan bölümü iki,
partinin olduğu ve itiraf bölümüne geçilen ara kısım üçüncü sıradan favori bölümlerim
aşk acısının fizyolojik tanımı ve tedavi yöntemleri hiç böyle anlatılamadı. *
romanın yazılış aşamalarının, muhteşem samimiyette anlatıldığı mutluluk'u atlamayın. *
anne-baba-metres ilişkisinin çok kapalı ve gizli mahremiyeti gizli kilitlerden.
galip'i, kemal'in ruhuna girerken gördüm. *
rakı içmiyor musunuz? kitaptan sonra konuşalım.
azami hız limitini belirleyen köpek, uzaydaki köpek olabilir mi?
f isminde bir bölüm vardır. üstünü çizip farklı harf kombinasyonları deneyin.

kemal neden "farklı" sıfatını hakettiklerini düşündüğünde, (s:196) neden kaybetme korkusunu üzerinden atıp, mücadeleyi sonuna kadar gitmek gibi, sürdürmeyi karar verdiğini açıkladığında, (s:158)* sevgiyle aşk arasında yer alan devasa boşluğu ve farkı sibel'in filizlerinde anladığında, (s:217) okuduğunuz sayfanın, kenarına not düşeceksiniz.

ve hikayenin sonunda füsun'un ölümüne tanık olacaksınız!!
kitabın bütün sürprizini şu anda okumakta olduğunuz satırlarla bozacaksınız.
her sözüme güvenmemeyi ve bir şeyi her zaman gönül rahatlığıyla okumamayı öğrenecek ve söylediğim cümlelere rağmen verdiğim devasa spoiler için bana kızacaksınız.
kara kitap'ı okumadığınız için, masumiyet müzesi hakkında verdiğim ve yukarıda saydığım kişisel detaylardaki akrostişi görememiş ve anlamamış olacaksınız.

bazı kitaplar vardır, doğru zamanı beklemek hatadır.
yanlış zaman diye hissettiğiniz, bazen en doğru zamandır.
dertler bizim olsun orhan'lar, ağzımıza da vursaydınız. ne güzel cümleydi: "bir akıl hastası değil sadık bir okurunum sadece" diye.

oku ey okuyucu.
ey masumiyetin müzelerde sergilendiği çağların talihsiz okuyucusu.

oku! * *