bugün
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek42
- düşün ki o bunu okuyor17
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz21
- iğrenç bir his tarif et30
- sözlük kızlarının saç rengi18
- anın görüntüsü9
- icardi190510
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek21
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız15
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi10
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
Fırtınalı bir gecenin derinlerinden göğü yaran bir çığlık düştü toprağa. Gözlerini zar zor aralıyordu. Kanla yıkanmış zemin arkadaşlarının umutlarına mezar olmuştu.
Surların içerisinde katledilen çocukları düşündü istemeden. Hayatını ortaya koyarak korumaya çalıştığı, onuruyla savaştığı toprakları kaybetmişlerdi. Bütün savunmaları yarılmış, kralının ve kraliçesinin başsız vücutları sokağa atılmıştı. Maria elbette kaçmamıştı, önce çocuklara son sütlerini içirmiş sonra da alınlarından öperek üzerlerini örtmüştü. Çocuklar hiçbir şeyden habersiz huzurlu bir şekilde son uykularına yatarken ne hissetmişlerdi tanrı bilir. Kendisi de yarısı bitmiş zehir şişesinden yudumlayıp evi ateşe vermişti çoktan. Bu barbarların vicdanına kalmaktansa huzurlu bir ölümü tercih etmişti elbette.
Acaba kendisinin bu savaş alanında son nefeslerini verirken hayal ettiği gibi o da kendisini hayal etmiş miydi? Birbirlerini ilk gördüklerinde beline uzanan dağınık ve kızıl saçlarının güzelliğini düşündüğü gibi o da onun genç ve heyecanlı çehresini düşünmüş müydü?
Göğsündeki cebinden ezilmiş karanfilini çıkardı. işler gerçekten kötüye giderse ve savaş meydanında ölürse, bir mezarı bile olmasa da, çiçeksiz kalsın istememişti Maria.
Ah onunla yaşlanabileceği uzun ve güzel bir ömür için neler vermezdi. Maria saçlarına aklar indiğinde ve her yeri kırış kırış olduğunda bile ülkenin en güzel kadını olacaktı, emindi. Peki ya iki güzel kızı yaşasalardı gençliklerinde nasıl görüneceklerdi?
Suratına inen her bir yağmur damlası yanında yatan dostunun bedeni kadar soğuktu. Ölümleriyle ona ait tüm anıların da silinmesine sebep olan sevdikleriyle beraber, dünyada kimse tarafından hatırlanmadan, bu toprakta kaybolup gidecekti.
Uzaklardan kopan bir gök gürültüsünü hayal meyal duydu. Acısını hissetmemeye başladığında ölüm rüyaya dalmaya benziyordu belli ki. Tüm sesler ve şekiller buğulanmıştı.
Keşke ölmeden önce son kez güzel yıldızları görebilseydi. Keşke Maria'ya söz verdiği o pikniğe gidebilmiş olsalardı. Keşke kendi yağında kavrulan bir çiftçi olsaydı da çıktığı yıllar süren seferlerinde büyük kızının da küçük kızının da ilk kelimelerini kaçırmış olmasaydı. Keşke hayata daha fazla iz bıraksaydı.
Keşke...
Surların içerisinde katledilen çocukları düşündü istemeden. Hayatını ortaya koyarak korumaya çalıştığı, onuruyla savaştığı toprakları kaybetmişlerdi. Bütün savunmaları yarılmış, kralının ve kraliçesinin başsız vücutları sokağa atılmıştı. Maria elbette kaçmamıştı, önce çocuklara son sütlerini içirmiş sonra da alınlarından öperek üzerlerini örtmüştü. Çocuklar hiçbir şeyden habersiz huzurlu bir şekilde son uykularına yatarken ne hissetmişlerdi tanrı bilir. Kendisi de yarısı bitmiş zehir şişesinden yudumlayıp evi ateşe vermişti çoktan. Bu barbarların vicdanına kalmaktansa huzurlu bir ölümü tercih etmişti elbette.
Acaba kendisinin bu savaş alanında son nefeslerini verirken hayal ettiği gibi o da kendisini hayal etmiş miydi? Birbirlerini ilk gördüklerinde beline uzanan dağınık ve kızıl saçlarının güzelliğini düşündüğü gibi o da onun genç ve heyecanlı çehresini düşünmüş müydü?
Göğsündeki cebinden ezilmiş karanfilini çıkardı. işler gerçekten kötüye giderse ve savaş meydanında ölürse, bir mezarı bile olmasa da, çiçeksiz kalsın istememişti Maria.
Ah onunla yaşlanabileceği uzun ve güzel bir ömür için neler vermezdi. Maria saçlarına aklar indiğinde ve her yeri kırış kırış olduğunda bile ülkenin en güzel kadını olacaktı, emindi. Peki ya iki güzel kızı yaşasalardı gençliklerinde nasıl görüneceklerdi?
Suratına inen her bir yağmur damlası yanında yatan dostunun bedeni kadar soğuktu. Ölümleriyle ona ait tüm anıların da silinmesine sebep olan sevdikleriyle beraber, dünyada kimse tarafından hatırlanmadan, bu toprakta kaybolup gidecekti.
Uzaklardan kopan bir gök gürültüsünü hayal meyal duydu. Acısını hissetmemeye başladığında ölüm rüyaya dalmaya benziyordu belli ki. Tüm sesler ve şekiller buğulanmıştı.
Keşke ölmeden önce son kez güzel yıldızları görebilseydi. Keşke Maria'ya söz verdiği o pikniğe gidebilmiş olsalardı. Keşke kendi yağında kavrulan bir çiftçi olsaydı da çıktığı yıllar süren seferlerinde büyük kızının da küçük kızının da ilk kelimelerini kaçırmış olmasaydı. Keşke hayata daha fazla iz bıraksaydı.
Keşke...
güncel Önemli Başlıklar