bugün

yarım kalmış hikayeler

Saat 3

Genç bir kadın duvara yaslanmış, açık camdan süzülen sokaktaki sesleri dinliyordu. Gözleri buğulu, bakışları sabitlikten uzaktı. Dudaklarındaki sigaranın çıtırtısıyla hipnozda bir insan gibiydi. Ne yapacağını bilmiyordu, neyi düşünmesi gerektiğini bile bilmiyordu, yarını planlamayı bırak bugününü bile yaşayamıyordu. Olduğu yerde dumanlı havada sessizliği dinlerken sokaktaki hayaletin yansımasıyla irkildi.

Orada kafasındaki geniş şapkasıyla ve güzel kıvrımlarını çiçek yaprakları gibi saran ince bir elbiseyle gecenin içinde beliren hayaleti tanıyordu. Asil hareketlerle kan kırmızısı dudaklarına sigarasını götürmüştü.

Mum ışığında birbirlerine verdikleri sıcak sözlerin şu an bu kadar uzak olduğunu bilmek ona acı veriyordu. En sert kış gecelerinden birinde rüyasında yanağına dokunmuştu. Yaşayan hiçbir varlığın eli bu denli ılık ve insanın midesini kasan bir hisle dolduramamıştı içini.

Unutulmaktan hoşlanmazdı.

insanların onu görmezden gelmesine alışmıştı, biliyordu. Her gece kendine ve ona yeminler edip asla bırakmayacağını söylemişti. Onu unutmayacağını, yitip gitmesine izin vermeyeceğini söylemişti.

Şimdi sıcak odasında camından gelen ılık rüzgar eşliğinde onu izlerken geçmişte emin olduğu bunca şeyin ne kadar saydam olduğunu hissetti. Sokakta hüzünlü bir zarafetle onu izleyen kırmızılı kadını çok uzun zaman önce yine böyle ılık bir gecede terketmişti. Yanağına dokunan elleri buğulu sisin arkasında kaybolmuştu.

Ona duyduğu özlemi içinde bastırarak sigarasını söndürdü ve perdeyi çekti. Hayallerin içinde yaşamayı çok uzun zaman önce bırakmıştı. içinde boğduğu hislerle birlikte onu unutmalıydı.