bugün

the sound of perseverance

epeydir bilgisayar başında olamadığımdan mütevellit ölüm yıldönümünde yazmış olup sonradan bilgisayar geçirmiş olduğum bir chuck schuldiner ve death yazım vardı. paylaşmak isterim.

Chuck Schuldiner, the sound of perseverance'ı artık bilmeyi çok da düşünmek istemediğim bir sebeple arkadaşları ile besteledi kaydetti ve satışa çıkardı. ama neler düşündü ne istedi ve ne aldı? öncelikle şunu söyleyebilirim ki aklından en ufak bile ne umut geçti ise onları albümle beraber aldı diyebilirim. çünkü onun kafa yapısının neleri isteyeceğini bilecek kadar bu ilahı yuttum hem de kendisinin albüm çıktıktan sonraki tutumu, kendisini tanıyanlarca malum.

Chuck müzikal olarak 20 yıl sonra bile yapılamayacak bir 'dengede' müzik yapmış buna hiç am hiç şüphe yok. insanlar bu teknik seviyede ve bi yandan bu kadar içten olabilecek bir şeyi üretmek için dübürlerini yırtıyorlar ama elde var sıfır. içten olayım derken olay extremelikten çıkıyor, teknik olayım derken iş necrophagist (ki çok severim) olmaya gidiyor. ama death bunu böyle yapmamış. önce müzik yazılıp üzerine sözler veya önce szler sonra üzerine müzik yazılacak şeklinde bir yöntem kullanmış olmaları da imkansız. tahminim, chuck'ın gitarla bir şeyler çıkarırken bir yandan kelimeleri ile her şeye olan nefretini kusması.

Sen kendi evreninin efendisi idin, çoğu insanın olmayı düşünemeyeceği kadar üst seviyeye çıkardın benliğini ki böyle müzikler yapıp insanları kafa sallarken çıkarımlar yapmaya zorladın. Senin gibi olamayacağımı düşündükçe içim kan ağlıyor. ama senin gibi birinin varlığının gelip gitmesi bile şükürler edilesi bir durum. Bir daha gelirsen şerefsizim seni bulacağım.