bugün

huffas

Kahraman...

içimde kalan o kadar şey var ki sana dair. Yapmadıklarımız. Yapamadıklarımız.

Mesela; sabaha kadar konuşmak. Ardımızda her şeyi unutarak o gece o gün için. Yemediğimiz bir yemeği tatmak. Gitmediğimiz bir şehre gitmek kaybolmak sokaklarında. Anlatmak saatlerce anlatmak geçen yılları, yılların yorgunluğunu. Senelerin alıp götürdüklerini. Kalanları ve gidenleri. Beni ben yapan şeyleri. Bu yaşıma kadar yaşadığım her anı sana anlatmak. Bütün üzüntülerimi sevinçlerimi anlatmak istiyorum. Aslında seninle yaşadığım her anı senin bedenine anlatmak.

Çok şey yazmak istiyorum sana çok şey.

12 seneden fazla olmuş seni tanıyalı. 12 sene ne demek düşünebiliyor musun? Geriye dönüp baktığımızda koskoca bir 12 sene ve hatta daha fazla. Hem de hayatımızın en değerli, en önemli kararlarının verildiği seneler. Okul bitti. Askere git. işe gir vs vs vs vs. O kısa zamanda, en deli çağımda tanıdığım kadın nasıl oldu da hayatımın pusulası olmuştu. Nasıl böyle vazgeçilmez ve halen daha varlığınla mutlu edebiliyorsun? Aslında hepsinin cevabını biliyorum. Konuştuğumuz kelimeler cümleler aslında söyleyebildiklerimiz sadece. Bir de hissedilenler var. içindekiler. içimizdekiler. VE yazmak isteyip de yazamadığım bir ton şey.

Yetersiz kalan her şeyin yetersiz kaldığı. Fonda yine aynı şarkılar.

Kahraman...