bugün

kırmızı oda

Ah Boncuk ah, bir hastaneye yatıramadılar gitti seni. Gerçekten iyileşmen için çabalayan bir Allah'ın kulu olmadı doktor dahil. Sadık denen böcek alıştığı düzenine, konfor alanına dönme peşinde. iyileş de yine tıksın seni eve sevgisiz, ilgisiz, yüzüne bile bakmadığı bir hayatta sömürsün dursun hem bedenini hem duygularını onun derdinde. Abla ayrı bir alem, gamsız paragöz. Kocası ondan beter. iyileşip bunların arasına dönüp ne yapacaksın, sen de haklısın tabii... Yok kendi ayakları üstünde dursunmuş yok sıfırdan başlasınmış yok güçlü olsunmuş... Herkes bazıları gibi ağzında altın kaşıkla doğmuyor maalesef, kimi de böyle pes etmedim de ne oldu, hayatta kaldım da ne oldu, yaşadım mı şimdi ben diyeceği noktaya getiriliyor işte... Yaşadıklarına, kocan olacak duygusuz ruhsuz robota, bu sevgisizlik içinde her gün biraz daha kararan dünyaya iyi bile sabretmişsin onca yıl. Ben seni çok sevdim, hiç de unutmayacağım. O sevgi dolu yüreğinden ve senden durmadan alanlar, beslendikçe beslenenler buna karşılık biraz olsun sevgi, şefkat, güzellik verebilseydi sana böyle olmayacaktı biliyorum. Bana masumiyeti, sevgiyi, güzelliği, bu dünyanın hassas kalpler için tam bir cehennem olduğunu hatırlattığın için teşekkür ederim. Sen bu cehennemde yapamadın, biz pes etmedik hayatta kaldık ama yaşıyor muyuz acaba diye düşünmeye devam edelim...

Tanım: Boncuk'un hikayesiyle sayısız insanın yüreğine dokunan, hep kendinden veren, sevgi veren, ilgi veren, hizmet veren; ama karşılığında insan muamelesi bile göremeyen, var mı yok mu olduğunu bile ayırt edemeyen yüzlerce belki binlerce kişinin varlığını işaret eden, sesini duyuran dizi.