muhtemelen anlık gelişmi ar bir olay bu, belli.
kimse kimseyle durduk yere bir düdüklü tencere için kavgaya tutuşmaz; canının acıtılması riskini ve ifşa olunarak rezil olunma ihtimalini göze almaz!
burada temelden kaynaklı bir durum var.
düşünün ki ; bu kadınlar (bir çok anadolu gariban kadını gibi) yıllardır aynı gereçlerle, kolay kolay değiştirmedikleri tabak çatal kaşık ile yemek pişirip hazırlayıp, sofra kuruyorlar.
ne zamandır da hem hödük hem de pinti kocalarını bir tencere almaya iknaya çalışıyorlar;
"masraf çıkarma başıma" , "skerim tencereni de seni de" , "yok zamanda bir de düdüklü ski çıkarma şimdi" , "idare et evdekilerle; yok para mara, canımı sıkma" !
gibi sevimsiz söylemlere maruz kalmak pahasına!
zira o tencere bir zaman sonra yemekleri yapıştırmaya, dibini tutturmaya sebep oluyor ve dolayısıyla da kötü pişen yemeğin hesabı da yine garibim kadınlara soruluyor!