bugün

günün sözü

“Gidene güle güle denir, canımın içi,” diyecektim.
“Niçin gülerek?” diye üsteleyecekti.
“Hadi buna da siz cevap verin,” diye bakacaktım Vasko dö Gama ve Anjelik’e. Onlar artık
Müzeyyen ve herif değil, ikisi birden, “ötekiler” olmuş olacaklardı. “Diğerleri” olmuş olmaları,
nedense beni onlar adına üzecekti.
“Ben treni kaçırmıyım,” diyecektim. Ufaklığı öpecek, diğerlerine, sıkıştırılarak hızlandırılmış, bu
nedenle “Hoşça kalın”dan ziyade, başka anlamlara gelebilecek kıvama gelmiş, birtakım laflar sarf
ederek, kaybolacaktım. Kapıyı arkamdan kendim çekecektim. Kapı, “Çıt” edecek, “Abi güle güle,”
diyecekti, “kusura bakma, biz emir kuluyuz.”
Kapıdan belki de ilk kez nefret etmeyecek, “Lafı olmaz güzelim,” deyip ikileyecektim.

Fakat müzeyyen bu derin bir tutku