osmanlıda fire hydrant olmaması

entry1 galeri
    1.
  1. yangın musluklarının sanatla olan bağlantısını kuramadım ama (bkz: osmanlı)'da yangına kafalarında tencereyle de gitmediklerini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. evet, modern itfaiye teşkilatı biraz geç kurulmuştur ki bu (bkz: abdülhamid) dönemine denk gelir. fakat bunun ilk örnekleri büyük devletlerle karşılaştırdığımızda çok da geç kaldığı söylenemez. mesela 1714 yılında (bkz: paris)'deki "garda pompa" -evet, ilginç ama yayınlarda ismi böyle geçiyordu- ile eş zamanda osmanlı'da da "didoncular birliği" kurulmuştur. devamında evrildiği (bkz: tulumbacılar ocağı) çok da başarılı olamamışsa da o konuya girmeyeceğim.

    gelelim yangın muslukları mevzusuna. osmanlı'da yangın muslukları vardı. hatta bunları kuran (bkz: fransız) bir şirketti ki aynı şirket (bkz: italya)'da (bkz: napoli) ve (bkz: trieste) şehirlerinin su şebekelerini de kurmuştur. şirketin amacı şuydu: (bkz: istanbul)'da su sıkıntısı var, çevre araştırmasıyla birlikte en yakın su kaynağından su getirip çeşmeler ve yangın muslukları yapmak. araştırma sonucunda belirlenen su kaynağı (bkz: terkos gölü)'ydü. tabii bu proje öncesinde osmanlı halkının yangın söndürme konusunda çok daha etkili inanışları vardı -halkın inanışlarına hayranım zaten- "padişah yangın yerine gelirse yangın söner." sanırım sadece inanmak çok da etkili olmamış. neyse, konumuza dönelim. fransız şirket -adını hatırlayamadım şirketin, aramak da zor geldi şimdi. artık bilen söyleyiversin, editleriz- projesini hayata geçirmek için 10 yıl gibi bir süre beklemek zorunda kaldı. çünkü (bkz: 93 harbi) başladı. 10 yıl sonra projeler hayata geçirildi. çeşmeler ve yangın muslukları yapıldı. fakat şirketin göz ardı ettiği bir sorun ortaya çıktı: halk çok fazla su kullanıyor ve yetiştiremiyorlar. sırf bu yüzden -modern itfaiye teşkilatı vardı- pekçok yangın söndürülememişti. çünkü ya su yetmiyordu ya da şirket su ver(e)miyordu. tabii burada dikkat edilmesi gereken bir diğer ayrıntı da (türk şehir yapısı)dır. bazı yerlerde sokakların fazla dar olması -ki insan dahi girmekte zorlandığını söyleyen seyyahlar vardı, tamam bu abartı, ne kadar dar olduğunu tasvir ediyor- itfaiyecilerin yangına ulaşmasını da engelliyordu. sanırım (bkz: osman nuri ergin) yazmıştı -olmayabilir de, kaynağı çok ciddiye almayın-, bazı yerlerde ancak sokağın önemli bir kısmı yandıktan sonra itfaiyeciler girmeyi başarıyorlarmış.

    uzun lafın kısası osmanlı'da yangın musluğu vardı. tek cümleyle de söylenebilirdi ama o zaman inandırıcı olmayabilirdi.

    şimdi kolay ulaşılabilen bir kaynaktan - (bkz: wikipedia)- baktım da yangın musluğu kavramı da 1600'lü yıllara kadar geri gidiyormuş. böylelikle yeni bir bilgi daha öğrenmiş oldum. teşekkür ederim.
    0 ...