uluslararası hukukun meşru gördüğü savaş hallerinin dışına çıkan savaş çeşidi.
devletler her büyük savaş sonrası biraraya gelmişler ve savaşın "iğrenç" buldukları kısımlarını törpüleme anlaşmaları yapmışlardır. (1. dünya savaşı sonrası: gizli anlaşmaların yasaklanması (bkz: wilson ilkeleri) 2. dünya savaşı sonrası: temel haklarda "savaşta" dahi dokunulmayacak çekirdek alanlar belirlenmesi: anayasamıza 2001 yılında girmiştir -md. 15-)
ne kadar anlaşma yapılırsa yapılsın, bir devlet her zaman çıkarlarını ve varlığını korumak durumunda olacağından (iç-dış tehditlere karşı) ve karşı tarafın da bu anlaşmalara uyması her zaman beklenemeyeceğinden ve devlet varlığını "her türlü yöntemle" savunacağından, kaçınılmaz olarak bu anlaşmalar "göz boyama" (hatta güneşi balçıkla sıvama) anlaşmaları olmuş ve sadece kamu oyunun kendisini iyi hissetmesi sağlanmıştır.
işte bu meşru anlaşmaları delen "gayrimeşru" yöntemlere ise devletler (servisler) resmi isimler, kodlar vererek yarı-resmi bir hava vermiş; en azından uygulayanların gönüllerinde "emir" kalıbı oluşturularak "görev" bilinci içerisinde davranması sağlanmıştır.
bazı ülkeler bu birimlerini rakamlarla kodlarken, bazıları tarihi isimler vermiş; bizim ülkemiz ise servisin ihtiyaç duyduğu (yarı) resmi kimliği eski dilin ağırlığı ve soğukluğunda bularak askeri lisan kalıbında meşru zemine taşımıştır.