bugün

sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar

Yıllar evvel. buz gibi bir ankara. Sabaha karşı.

Istanbul' dan ailemi ziyaretten dönüyorum, hava aydınlanmak üzere nerdeyse.
Çayyolu' na evime doğru sürüyorum arabayı, bi duş alıp, kendimi yatağa atmak tek isteğim.

inin cinin olmadığı yolda, yolun sağ tarafından ansızın bir adam atlayıverdi önüme. Üstü başı perişan, yırtılmış dökülmüş, ağzı, burnu kan içinde. Elini, kolunu kaldırarak durmamı istiyor. Etrafta kaza yapan bir araba göremiyorum, belkide yoldan aşağı uçtu bilemiyorum ama ben görmedim.
Adamın yüzündeki o feci korkuyu görüyorum ama ben de korktum sözlük! Hem de çok!
Durmadım!!!
Evet durmadım. Duramadım.
Çok istedim, durmalıyım yardım etmeliyim, allah beni kahretsin, yuhhh bana dedim ama durmadım.
24 yaşında genç bir kızım ve telefonum filan yok, korktum, duramadım.
Elim ayağım boşaldı.
Eve varır varmaz polisi aradım, olayı anlattım, yeri tarif ettim ama o kadar...

üzerinden yıllar geçse de, ne o adamın korkmuş yüzünü unutabiliyorum, ne de kendimi affedebiliyorum.
Kimdi, neydi, başına ne gelmişti bilmiyorum.
Belki de bir tuzaktı onu da bilemiyorum.
Ama ben ordaydım ve gaza basıp devam ettim.
Kılımı kıpırdatmadım!

Lanet olsun, içimizdeki merhameti, insani davranışları tutmamıza neden olan kötü insanlara, kötülüklere...
Bizi insan olmaktan alıkoyan namussuz insanlara!
Şeref yoksunlarına!

edith piaf: Bu olay doğaüstü filan değildi ama gene de yazasım geldi işte. Heyecan yaptım. idare edin.