Bir yapay film senaryosu ile veyahut alakası olmayan terörle anılan.
Lakin hiçbiri değildir.
Anadolu'da gerçek sayısız örneği vardır.
Kozanoğlu, sandıkçı şükrü, Köroğlu..
ideolojisi yoktur.
hep garibandır.
Adaletsizliğe, yanlışa karşı bir başkaldırıdır. Eskilerin yiğitliğidir.
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz hikayesinin baş kahramanı Sandıkçı şükrü;
1843-1909 yılları arasında yaşamış, rizeli bir insan. halk açısından kahraman, devlet açısından eşkıya. eşkıya dünyaya hükümdar olmaz türküsünün eşkıyası, teslim olduğu halde zaptiyelerin arkadan vurarak öldürdüğü yiğit. meşhur sinop cezaevi'nde yattığı, orada refik halit, mustafa suphi, refii cevad, hüseyin hilmi, osman cemal, tahir lütfi tokay (nazlı eray'ın dedesi), rıza nur, sadrazam mahmut şevket paşa gibi isimlerle birlikte kaldığı biliniyor. hikayesi ise şöyle:
rize'nin şimdiki adı portakallık olan haldoz mahallesindeki bir düğünde kardeşinin bıçakla karnından yaralanması üzerine, kendisine haber verilen sandıkçı şükrü olay yerine giderek kardeşini kanlar içinde buluyor ve kardeşini yaralayan abdi ağa'nın uşağını (bir anlatıma göre de abdi ağayı) orada vuruyor.
bu olay üzerine hapishaneye düsen sandıkçı şükrü bir süre sonra bazı arkadaşlarıyla birlikte hapishaneden kaçıyor ve dağa çıkıyor.
sandıkçı şükrü, dağa çıktıktan sonra, yönetimle işbirliği yaparak kendisini hileyle zehirlemek isteyen biriyle karisi fadime'yi elinden almak isteyen başka birini öldürüyor. sandıkçı şükrü'nün adi bu olaylardan sonra daha da yaygınlaşıyor. fakirlere bir şey yapmaması zenginlerle mücadele etmesi yüzünden halk tarafından da seviliyor ve destekleniyor. bu ve benzeri erdemleri yüzünden kendisine yardim edenler çoğalıyor.
sandıkçı şükrü'nün türküde adi geçen perilizade adında zengin birine haberler göndererek, yoksullara mısır dağıtmasını istediği, yoksa kendisini cezalandıracağı tehdidinde bulunduğu söylenir. nitekim sandıkçı şükrü'nün isteğini yerine getirmeyen perilizade'nin mısırlarını adamlarına toplattırdığı ve yoksullara dağıttırdığı yaşlılarca da anlatılır.
rize'nin camiönü (arkotil) mahallesinden hüseyin kutlu adında sandıkçı şükrü dönemine yetişmiş bir yaşlı "çevrede başı belaya giren sandıkçı'nın yanına geliyordu. sandıkçı hem geleni koruyor, hem yardim ediyordu" diyor.
kardeşiyle birlikte, türküde adi geçen urusba (şimdiki adi uzunkaya) köyünde eski bir kahvede otururken, zaptiyeler çevresini sarıyorlar. zaptiye çavuşu abbas çavuş sandıkçı'nın teslim olmasını istiyor, ancak sandıkçı kabul etmeyerek abbas çavuş'tan çekip gitmelerini istiyor. zaptiye çavuşu da bunu kabul etmeyince çatışma çıkıyor. sandıkçı ve kardeşi zaptiye çavuşu ile birkaç zaptiyeyi öldürerek kaçıyor.
sandıkçı şükrü'nün bu olaydan sonra bir ara yakalanıp zincire vurularak batiya gönderildiği fakat kapatıldığı yerden atlayıp rizeli sandalcılar tarafından kurtarıldığı anlatılır. sandıkçı şükrü'nün sinop kalesinde tutukluyken denize atladığı ve kurtulduğu anlaşılıyor.
sandıkçı şükrü'nün yakalanmaması ve her geçen zaman içinde daha çok halk desteği sağlaması üzerine trabzon valisi kadir pasa önemli sayıda adam toplayarak sandıkçı'nın üzerine gönderiyor. sandıkçı'nın üzerine gönderilen süvariler, kolcu kayıklarının reisi varilcioğlu sadık'ı da yanlarına alıyorlar. sandıkçı şükrü rize ilinin ikizdere ilcesi yakınlarındaki şanlı adli bir mezrada bir yaşlı kadının evinde otururken ihbar ediliyor. çevresi atlılarca sarılıyor. varilcioğlu da yanlarında.
sandıkçı şükrü teslim olmak istemiyor. fakat eskiden tanıştığı varilcioğlu sadık teslim olursa öldürülmeyeceğini söyleyerek onu ikna ediyor. sandıkçı şükrü de buna inanarak tüfeği elinden teslim oluyor. fakat varilcioğlu ile zabtiyeler teslim olarak önlerinde yürüyen sandıkçı şükrü'yü arkadan kurşunlayarak öldürüyorlar.