netflix'e düşmesiyle izleme şansımız oldu. filmle ilgili gözüme batan ilk şey, herkes o kadar çok bağırıyor ki... haklıyken haksız duruma düşüyorlar.
yani feyyaz zaten oyunculuk rengini bu şekilde inşa etmiş biri, onun mizahını tanıdık onun ani çıkışlarını, bağırışlarını bildik, sempatik de bulduk, o bu filmde de çok bağırıyor, bunun yanında bir de cengiz bozkurt habire bağırınca işin biraz boku çıkmış, çok defa sesi kısmak zorunda hissettim kendimi, kulağımı tırmaladı bu yersiz bağırmalar.
şimdi kimse gelip "ama onların mizahı" edebiyatı karalamasın burada, eşek değiliz biliyoruz biz de ali atay'ın da aziz kedi'nin de feyyaz'ın da espri anlayışını az çok.
hikayede de büyük bir yavanlık var bu arada, bu hikayenin marjinal ve idealist bir sanatçıya bağlanması beni tatmin etmedi. he, ben kimim, seyirciyim işte yetmez mi.
genel itibariyle, ölümlü dünya'dan çok uzak, 6/10 bir türk komedi filmi diyerek sonlandırıyorum.