bugün

the punisher

oyunundan küçük estanteneler anlatayım. anlatayım da içinde sadist, psikopat, manyak, pislik, manyak bok bulunduranlar gaza gelsin.

öncelikle oyun fazla sistem gereksinimi istemiyor. malum biraz eski oyun. görüntü kasması gibi bi dert yok. zaten grafikler de öyle ahım şahım değil. olmaması da daha güzel.

şimdi siz bu punisher oluyorsunuz. hani şu ailesi telef edilen afedersin çoluk çoğuğu pompalanan, gözü dönen adam. düşünün karınız marınız öldürülüyor ve siz de intikam alıyorsunuz. oyunu bu bilinçle oynamak lazımki öldürmekten zevk alınmalı.

neyse oyunda ölmek gibi bir şey yok sizin için. ne kadar kurşun alırsanız alın öyle çat diye ölmüyorsunuz. hatta öldürdükce canınız bile artıyor. bu sebeple adamların üstüne üstüne beynine kurşun çakmak için rahatça gidebiliyorsunuz.

gelelim öldürmenin dayanılmaz hafifliğine...

oyunda senaryo gereği bir çok sorgulama çeşidi var. standartlar olarak adamı boğmak, yumruk atarak öldürmek, suratını yere vurmak ve kafaya silah dayamak gibi.
bunların dışındaysa efendime söyliyeyim fırına atmak, zımpara taşına kafayı sürttürmek, matkapla delmek, pirhanalara yem yapmak, aslanlara atmak, yüksekten sarkıtma, kazığa oturtma gibi masum sorgulama yöntemleri bulunmakta. ayrıca adamı kalkan yapabilir. çeşitli kombinasyonlarda öldürebilirisiniz.
biraz da onlardan bahsedeyim.
misal adamın göbeğine tekme atıp yere çöktürüp kafaya sıkma.
boğaz kesme, göz oyma, kafaya bıçak saplamak gibi,
ne bileyim pompalıyı adamım göbeğe dayayıp adama pompalıyı çektirmek,
ve bir sürü katliam senaryoları.

tabi bu sırada kafa kol bacak kopmaları da gerçekleşmekte, öldürme zevki tavan yapmaktadır.

işte böyle masum bir oyun. çoluk çocuğa oynatmamak da fayda var.