psikiyatri

entry77 galeri
    64.
  1. albert einstein, “Delilik, aptallıktan şüphesiz daha iyidir.” demişti. Şu an dâhi olduğunu düşündüğümüz çoğu insan zamanında deli olarak yaftalanmıştı. Oysa hastalıklı bir toplumda deli olmak kulağa daha sağlıklı gelmiyor mu? Ya da hastalıklı bir toplumla uyum içinde yaşayan insanlar, aslında gerçek deliler olamaz mı? Tüm bu sahteliğin içinde delilikten daha gerçekçi ne olabilir?

    'Delilik Nedir?' isimli kitabın yazarı darian leader şöyle bir soru sorar: “Hastaya kendi değer sistemini ve normallik anlayışını aşılamaya çalışan bir klinisyen, yerli halkları kendi çıkarı için eğitmeye uğraşan bir sömürgeciden ne kadar farklıdır?” michel foucault da 'Hapishanenin Doğuşu'nda 'delilerin' bireysellikleri ve benlikleri çiğnenerek tekdüze insanlar haline getirildiğini söyler.

    Erasmus, 'Deliliğe Övgü' isimli kitabında, “En mutlu insanlar akılla bağlantılarını koparanlardır.” der. 'Normalliğin Deliliği' isimli kitapta ise şöyle bir soru çıkar karşımıza: “Nasıl oluyor da normal insan bu kadar yıkıcılığa neden oluyor?”

    Dolayısıyla şayet sözde normallik yıkıcılığa neden olurken delilik yaratıcılığı besliyorsa, ben deliliğin tarafındayım. Ancak şunu da unutmamalıyız ki, tüm o deneylere ya da eleştirilere rağmen psikiyatri çok çok önemli bir bilim dalıdır. Nasıl zatürre gibi, menenjit gibi hastalıklar varsa, akıl hastalıkları da vardır ve bunlar uygun tedaviyle, doğru ilaçlarla geriletebilecek, belki de tamamen iyileştirilebilecek hastalıklardır. Ancak bu, bazı psikiyatrik tanı ya da tedavi yöntemlerini eleştiremeyeceğimiz anlamına gelmez.
    1 ...