bugün
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi11
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali9
- kendini bir görsel ile anlat19
- xdearm10
- jose mourinho34
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak9
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- bursa9
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- gideon reid morgan jj9
- anın görüntüsü12
- icardi190552
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal21
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri13
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
ve bekleyen o an gelmişti. iskandinavlar bu günü tasvir ederken ragnarok demişti. büyük buz devleri ve kötülük dolu dev kurtlar dünyayı yok edecekti. bilim adamları artan teknoloji ile birlikte çıkacak bir 3. dünya savaşında gelişen teknolojilerin yıkıcılığıyla dünyanın sonunun geleceğini ön görmüştü. bir sürü atom bombasının dünyanın çeşitli yerlerinde patlaması sonucu doğa yok olacak ve insanlıkta doğa ile birlikte yok olacaktı. bunun gibi bir çok kıyamet teorisi vardı ve hepsi de insanlığın ancak doğanın ve dünyanın yok olması koşulu ile ortadan kalkacağını ön görüyordu.
kimse doğanın insan denen virüse karşı bir önlem geliştireceğini hesaba katmamıştı. insan bir çok kitaba göre tarımı öğrenip yerleşik hayata geçtiği andan itibaren doğanın üzerinde egemen olmuştu ve kimse zıttı bir olay düşünemiyordu. taki dünya üzerinde bir salgın meydana gelene kadar. insanlık yazılı tarihi boyunca bir çok kez salgınlarla mücadele etti. sıtmadan kurtuldu, vebayı yendi, penisilini keşfetti daha da önemlisi ihtiyaç fazlası üretimi keşfetti. bu gelişim insanları kibire belki de o ana kadar hiç sürüklemediği kadar sürüklemişti. virüs o gün çin'de ortaya çıkması ardından bir çok insan bunu önce önemsemedi. herkes ''bize hiç bir şey olmaz'' şeklinde düşündüler. kimileri de bunun aksine tedirgindi fakat gelişen bilimin bir çözüm üreteceğine inançları da tamdı. öncelikle topluma verilen bilgi mevsimsel gripten çok daha az insan öldürdüğüne yönelikti. insanlar çoğu önlem almamıştı. zaten istese de yedi buçuk milyar insanın tamamına önlem almanında bir yolu yoktu. işin daha ciddi olduğunu fark eden hükümetler önce sınırları kapattı ve küresel ticareti durdurdu. buna rağmen önlemlerin yetersiz gelmesi ve ülkenin içinde hızlı virüsün yayılmasının ardından iç ticaret de durduruldu. insanlar evlerinde karanti altındaydılar. çalışamıyor para kazamıyorlardı. bu da yetmiyormuş gibi boğazlarından geçen her lokma içinde bir tutar ödemek zorundaydılar. eşit olmayan dünya alt sınıfa karşı acımasızdı hükümetler az sayıda da olsa alt sınıflara yardım etmeye çalışsa da herkese ne yetebilirdi, ne de yetmeye çalıştı.
önce en çaresizler döküldü sokağa yağmalara olayları başladı. o zamana kadar halkın vergisiyle maaşını alan polisler ve askerler namlusunu kendi halkına çevirmeye başladı. asker sıkı müdahale ile 10 vaka önlese 1000 kişi açlıktan kendini sokaklara atmaya başladı. aç kalan insanlar, en çok nefretini zenginlere döküyordu. sokaklardaki lüks arabalar yakılıyor ünlü firma sahiplerinin evlerine saldırılar düzenleniyordu. henüz daha karantinanın dördüncü ayında. bunda tabiki de yazın salgını azaltacağı ve her şeyin eski haline döneceği telkinlerinin yalan olmasının da bir payı vardı. böylelikle halkın, özellikle de kendini koruyabilecek hiç bir önlemi satın almaya gücü yetmeyen halkın sokağa dökülmesiyle kısmende olsa azalan salgın yeniden alevlendi. artık insanlar ölümün kaçınılmaz bir son olduğuna kaanat getirmişti. suç oranları fazlasıyla artmıştı. ya corona öldürecekti ya açlık ya da diğer insanlar.
insanlık artık en vahşi dönemindeydi 7 ayında karantinanın. karantina dediysekte buna artık kendini eve kitleyecek kadar ervak biriktirmeyen ve yeteri kadar güvenlik koruması olmayan kimse için artık karantina diye bir şey yoktu. ordu ile halk çatışması sonunda sokaklarda olan bir çok askerin de hastalanmasından dolayı artık asker de, polis de aradan çekilmişti. çok artık toplu düzeni sağlamak yerine kendi ailesinin güvenini sağlamak için firar etmiş. insanlar artık kendi düzenini kurar olmuştu. ölü sayıları artık o kadar artmıştı ki (gerek hastalık, gerek birbirini öldüren insanlar) artık cesedleri denize atarak, yakarak imha ediyodu insanlık. kanun ortadan çekildiğinde ortadan artık iki üç adet konserve yiyecek cinayet sebebi haline gelmişti. hatta dünyanın belli yerlerinde hastalıktan ölmeyen ölüler yenilmeye başlanmıştı bile... dünya nüfusu 7 ayda 2 milyar kayıp vermişti.. ve artık bu kaos düzeninin son bulacağına olan bir inanç kalmamıştı. herkes açlıktan, hastalıktan ya da biri tarafından öldürüleceğini biliyordu, fakat hangisinin önce davranacağını kestiremiyordu. ölüm hiç bu kadar kaçınılmaz olmamıştı ölüm bu dönem insanı için...
kimse doğanın insan denen virüse karşı bir önlem geliştireceğini hesaba katmamıştı. insan bir çok kitaba göre tarımı öğrenip yerleşik hayata geçtiği andan itibaren doğanın üzerinde egemen olmuştu ve kimse zıttı bir olay düşünemiyordu. taki dünya üzerinde bir salgın meydana gelene kadar. insanlık yazılı tarihi boyunca bir çok kez salgınlarla mücadele etti. sıtmadan kurtuldu, vebayı yendi, penisilini keşfetti daha da önemlisi ihtiyaç fazlası üretimi keşfetti. bu gelişim insanları kibire belki de o ana kadar hiç sürüklemediği kadar sürüklemişti. virüs o gün çin'de ortaya çıkması ardından bir çok insan bunu önce önemsemedi. herkes ''bize hiç bir şey olmaz'' şeklinde düşündüler. kimileri de bunun aksine tedirgindi fakat gelişen bilimin bir çözüm üreteceğine inançları da tamdı. öncelikle topluma verilen bilgi mevsimsel gripten çok daha az insan öldürdüğüne yönelikti. insanlar çoğu önlem almamıştı. zaten istese de yedi buçuk milyar insanın tamamına önlem almanında bir yolu yoktu. işin daha ciddi olduğunu fark eden hükümetler önce sınırları kapattı ve küresel ticareti durdurdu. buna rağmen önlemlerin yetersiz gelmesi ve ülkenin içinde hızlı virüsün yayılmasının ardından iç ticaret de durduruldu. insanlar evlerinde karanti altındaydılar. çalışamıyor para kazamıyorlardı. bu da yetmiyormuş gibi boğazlarından geçen her lokma içinde bir tutar ödemek zorundaydılar. eşit olmayan dünya alt sınıfa karşı acımasızdı hükümetler az sayıda da olsa alt sınıflara yardım etmeye çalışsa da herkese ne yetebilirdi, ne de yetmeye çalıştı.
önce en çaresizler döküldü sokağa yağmalara olayları başladı. o zamana kadar halkın vergisiyle maaşını alan polisler ve askerler namlusunu kendi halkına çevirmeye başladı. asker sıkı müdahale ile 10 vaka önlese 1000 kişi açlıktan kendini sokaklara atmaya başladı. aç kalan insanlar, en çok nefretini zenginlere döküyordu. sokaklardaki lüks arabalar yakılıyor ünlü firma sahiplerinin evlerine saldırılar düzenleniyordu. henüz daha karantinanın dördüncü ayında. bunda tabiki de yazın salgını azaltacağı ve her şeyin eski haline döneceği telkinlerinin yalan olmasının da bir payı vardı. böylelikle halkın, özellikle de kendini koruyabilecek hiç bir önlemi satın almaya gücü yetmeyen halkın sokağa dökülmesiyle kısmende olsa azalan salgın yeniden alevlendi. artık insanlar ölümün kaçınılmaz bir son olduğuna kaanat getirmişti. suç oranları fazlasıyla artmıştı. ya corona öldürecekti ya açlık ya da diğer insanlar.
insanlık artık en vahşi dönemindeydi 7 ayında karantinanın. karantina dediysekte buna artık kendini eve kitleyecek kadar ervak biriktirmeyen ve yeteri kadar güvenlik koruması olmayan kimse için artık karantina diye bir şey yoktu. ordu ile halk çatışması sonunda sokaklarda olan bir çok askerin de hastalanmasından dolayı artık asker de, polis de aradan çekilmişti. çok artık toplu düzeni sağlamak yerine kendi ailesinin güvenini sağlamak için firar etmiş. insanlar artık kendi düzenini kurar olmuştu. ölü sayıları artık o kadar artmıştı ki (gerek hastalık, gerek birbirini öldüren insanlar) artık cesedleri denize atarak, yakarak imha ediyodu insanlık. kanun ortadan çekildiğinde ortadan artık iki üç adet konserve yiyecek cinayet sebebi haline gelmişti. hatta dünyanın belli yerlerinde hastalıktan ölmeyen ölüler yenilmeye başlanmıştı bile... dünya nüfusu 7 ayda 2 milyar kayıp vermişti.. ve artık bu kaos düzeninin son bulacağına olan bir inanç kalmamıştı. herkes açlıktan, hastalıktan ya da biri tarafından öldürüleceğini biliyordu, fakat hangisinin önce davranacağını kestiremiyordu. ölüm hiç bu kadar kaçınılmaz olmamıştı ölüm bu dönem insanı için...
güncel Önemli Başlıklar