mustafa sarıgül, siyasete cumhuriyet halk partisi şişli gençlik kollarında başladı. daha sonra 1987 yılında sosyaldemokrat halkçı parti'den istanbul milletvekili oldu. 1999 yerel seçimlerinde ise demokratik sol parti'den şişli belediye başkanı seçildi. ancak daha sonra bülent ecevit'in dsp'sinden istifa edip, deniz baykal'ın chp'sine geçti ve 2004 yerel seçimlerinde chp'den şişli belediye başkanı oldu.
sarıgül'ün şişli'de bulunan potansiyeli, özellikle 1999 sonrası dsp iktidarında türkiye geneline yayıldı ve başarılı bir lider imajı çizildi. daha sonra chp'ye geçen sarıgül, deniz baykal'la giriştiği chp genel başkanlığı mücadelesinde seçimi olaylı bir kurultayla kaybedince bu imajından biraz uzaklaştı. daha sonra chp'den ihracı ve parola 999 hedef iktidar projesiyle birlikte tekrar yükselmeye başladı.
chp'nin 2007 seçimleri sonrası izlediği ana muhalefet çizgisiyle düşüşe geçmesinin ardından, solda arayışlar dsp'ye yöneldi. bu gören ve bu rüzgârı kaçırmak istemeyen mustafa sarıgül, dsp'ye yakınlaştı. zeki sezer liderliğindeki dsp'nin de böyle popüler isimlere ihtiyacı olduğu düşünüldüğünde, sarıgül'ün bu isteği parti meclisi tarafından geri çevrilmedi.
şu anda önümüzde özellikle çarşaf fiyaskosundan sonra düşüşünü sürdüren chp ve sol arayışların merkezi olan dsp var. bunun yanında dsp'nin baykal'a karşı solun merkezi olabilme ihtimali de, karayalçın'ın shp'yi bırakıp chp'den aday olmasıyla arttı.
burada kilit isim zeki sezer. eğer dsp'yi, çevresindekilerinin*** rüzgârına kapılmadan ve dümeni kaptırmadan yönetirse, yakında demokratik sol/sosyal demokrat bir iktidar görebiliriz. sezer bunu da, rahşan ecevit'le yazın girdiği sert polemiğin ardından, kukla ya da uzaktan kumandalı olmadığını göstererek kanıtladı zaten. bunu bir kere de mustafa sarıgül'ü iyi dengeleyerek göstermesi gerekebilir. çünkü böyle popüler bir ismi kontrol ve denge altında tutabilmek kolay olmayacaktır.
