bugün

8 mart 2020 sivasspor galatasaray maçı

dünyanın en uyduruk, en siktirboktan, en hak edilmemiş penaltısının verildiği maç.

bir de büyük bir şevkle gerçekliği kanıtlanılmaya uğraşılmış.

bu penaltıyı böyle verirsen, sezonda 650 tane penaltı çalınır. inanılmaz bir şey.

kimse penaltı değil demiyor zaten ki kitabını uyduran hakem her kararı meşrulaştırabilir.

ama kardeşim hayatta yasa kadar teamül diye de bir şey vardır.

birincisi penaltının bu kadar ağır bir ceza olma sebebi öncelikli olarak bir gol veya gol ihtimalinin gaspından ileri gelir.

bir kere bu pozisyonun devamında gollük bir şey olmayacağı ortada.

bir temas varsa da bırak tekmeyi, darbe demeye bin şahit ister.

bu penaltı şampiyonlar ligi finalinde verilse veren hakemi uefa evine otobüsle gönderir, uçağa bile bindirmez yani.

dahası aksiyonun oluştuğu yer de ceza sahasının çok net içi bile değil. hadi içerde olsa üstünde durmasın.

aksiyon çizginin önünde başlayıp üstünde bitiyor.

kısacası oluş şekli, yeri, hiçbir şey bir penaltının ağırlığını tam manasıyla taşıyamıyor arkadaşım.

kadıköy'deki maçta muriç'in pozisyonu aksiyon topa başlasa bile sonrasında sert ve ayağa olduğundan, avantaj kaybettirdiğinden net penaltı olarak göze çarptı...

kimse de çıkıp bu ne demedi.

ama bu pozisyonu çok net, tereddütsüz, müthiş hakkaniyetli bir penaltı olarak yansıtmak da ne bileyim, galatasaray'ın oynadığı oyunu kıskanmaktan olabilir.

şampiyonluklara, kupalara doymuş takımız. yeter ki aklımızla taşak geçmeye kalkmayın.

ayrıca da maçtan önce emre kılınç ve mert hakan yandaş'ın maçı sattığını bağıran ahlaksızlar maçtan sonra çok çabuk kayboldu.

noldu utanasınız mı geldi?

şerefsiz herifler...