kandırıldık ey halkım

normal şartlar altında hayatının son on yılını kandırılarak, aldatılarak, dolandırılarak, ayakta uyutularak, ters düz edilerek, elma şekeriyle inşaatın arkasına götürülerek geçiren adama, yan dükkana su dökmeye giderken kuruyemişçi dükkanı bile emanet edilmez. yine normal şartlar altında en yakınındaki yaverlerinden neredeyse ailesine kadar etrafını saran düşmanlarını fark etmeyen adam, bakkala ekmek almaya bile gönderilmez. tut ki gönderildi, eline para verilmez, bakkaldan ekmeğin parasını hesaba yazmasını rica eden bir pusula tutuşturulur. ama gel gör ki yeni türkiye'de hayatı yanılmakla, kandırılmakla, dolandırılmakla, üç kağıda gelmekle, ayakta uyutulmakla ve bütün esnada ülkenin canına kasteden şaklabanlara on yıl boyunca her tür desteği vermekle geçenlerin, bugün hiçbir şey olmamış gibi; utanacakları yerde övünerek, kızaracakları yerde kabararak, moraracakları yerde coşarak kendilerini temize çıkarmaya çalıştıklarıni görebilirsiniz.

bugün onlarca şehit haberinden sonra pişkin pişkin "birkaç şehit" diye açıklamada bulunmak, devlet adamlarınca hiç umursanmayan, koca bir milletin sağlığı riske atılıp gereği yapılmayan wuhan( corona) virüsünden sonra yeni türkiye, insana hâla kastedilecek bir canın var olmasına şaşmaktan başka yapacak bir şey bırakmayan muammadır.