bugün
- mert hakan yandaş12
- anın görüntüsü17
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- erkek çocuk için isim önerileri8
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi28
- iğrenç bir his tarif et44
- sözlük yazarlarının abileri11
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir15
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz43
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- icardi190520
- özgür özel10
- suriyeliler suriye'ye dönsün13
- fake hesabım için nick önerileri9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız8
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- insana kendini kötü hissettiren şeyler10
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması8
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması15
- sözlüğün en götü güzel kızı18
- ahirette sorulacak ilk soru8
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı8
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
hortlatmakta beis görmediğimden, çomağımı boka batırıp biraz karıştırayım da sinekleri rahatsız edeyim!
evet efendim;
matrix filmi ortalığı kırıp geçirip gençliği de kasıp kavurduğunda ben kıs kıs gülüyordum; filmin "felsefe sorusu" yeni bir soru değildi, daha önce çok sorulmuştu.
acaba biz, birisinin kafasında ürettiği bir hayal dünyasının unsurları mıyız? gerçeklik (reality) olarak algıladığımız her şey acaba daha üst düzeyde bir gerçeğin (verity) düş ürünü mü? yaşadıklarımız bir "simülasyon" mu?
peki o daha üst düzey tanrı olabilir mi?
siz ne diyorsunuz yahu, küçükken bendeniz ikide bir "ya şimdi uyanırsam da bütün bunların bir düş olduğunu anlarsam" korkusuna kapılırdım. matrix senaryosu yazarmışım da haberim yokmuş!
ama günümüzün gerçeklerinden birini de bilgisayar "muhabbeti" oluşturduğundan, yapımcı, senarist ve yönetmen çoluk çocuğun harçlığına bu yoldan göz dikmiş, paraları da kapmışlardı... meğer biz bir bilgisayar oyununda yaşayan sanal kahramanlarmışız... matrix'i görmeyen ve ondan etkilenmeyen hamburger şişkosu oğlan kalmamıştı.
buna jilet gibi ince güneş gözlüğünü ve yerlere kadar uzanan o maşallah pek gizemli mevlevi cüppesini de ekleyin, bütün genç kerizler tava geldiler. kendilerine aynı havaları vermeye kalktılar.
matrix sonra cıvıdı, bütün "takip filmleri" gibi daha da kötü bir dizisi üretildi. sonuncusu öyle berbattı ki on dakikadan fazla çekemedim...
çocuklar, aynı meseleyi bilimkurgu üstadı philip k. dick'in romanlarında ele almış olduğunu nereden bileceklerdi, okumuyorlardı ki amına kodumun çocukları!
hani geçen yüzyılda yazılmış kitapları kurcalayıp azıcık marksizm'e bulaşmış olsalar, "idealist" felsefeyi, bütün bunların bir rüya olduğunu söyleyen piskopos berkeley'i ve nazım hikmet'in en kötü şiirlerinden biri olan "behey berkeley"i falan da bilecekler...
yahu madem platon'dan ve ünlü "mağara meselinden" haberiniz yok, bari onu eflatun olarak öğrenseydiniz...
şimdi arada bir hortlatılır bu konu. cambridge ünversitesi profesörlerinden martin rees, "bizden daha akıllı bir uygarlık bizi sanal olarak yaratmış olabilir" demişti geçenlerde, yani yepyeni bir şey söylermiş gibi yapıp aslında matrix filminin "story" aşamasını özetliyordu. matematikçi john barrow da bu kanıya varmıştı. boktan türk gazeteleri de çok heyecanlanıyor her daim böyle haberlere, çünkü, reklam da yoksa, yarım sayfa garanti!
oysa türk san'at musikisi'nin kıymetli bestekarları bu suali daha önce tevdi etmişlerdi: hayaaal mi geerçeeek miiii, göördüğüüüm biilmeeem... eelden elee gezeeen, güle döönmüüüşsüün...
yeni kuşaklar meseleyi daha ileri düzeyde de koydular: yalaan dünyaa, herşey bombooş, hancı sarhooş, yolcu sarhooş...
(bir de "maniki dünya" vardır teee babamın kuşaktan, dünya dünya maniki dünya... hint filmlerinde geçer, sanırım bizim "avare" dediğimiz "avaramu" filminin bir şarkısında, raci ile nergis söylüyorlar, ne anlama geldiğini duyduğum günden beri merak ederim! hay sikeyim nereden geldi aklıma?)
bakın ben size daha çılgın bir teori aktarayım;
zecharia sitchin, ki şu ünlü "2012" tantanasını ilk ortaya atan adamdır, insanın uzaylılar tarafından yaratıldığını söylüyor. eski mezopotamya metinleri de bu yönde ipuçları veriyorlar.
2012 yılında belirmesini beklediğimiz ama bir türlü belirmeyen kırmızı ve büyük gezegende (son teorilere göre bu bir sönük güneş, yani bir "kahverengi cüce", bir "brown dwarf" da olabilir) yaşayan uzaylılar, yani bizim mitolojilerimizde hep "tanrılar" olarak geçen yaratıklar, maymun üzerinde genetik mühendisliği deneyleri yaparak, ve maymunun dna hücrelerinden yalnızca yüzde iki kadarını değiştirerek, insanı meydana getirmişler.
deneyin yapıldığı kıta afrika, bölge de uganda-kenya-etiyopya arası göller bölgesi.
allah belamı versin yalanım varsa! yemin ediyorum adam aynen bunu söylüyor...
entry buraya kadar, sikeyim matrix'i, marduk'u, nibiru'yu... geceleri hava soğuk oluyor artık, üşütmeyin. çok tantana da yapmayın, akışına bırakın.
evet efendim;
matrix filmi ortalığı kırıp geçirip gençliği de kasıp kavurduğunda ben kıs kıs gülüyordum; filmin "felsefe sorusu" yeni bir soru değildi, daha önce çok sorulmuştu.
acaba biz, birisinin kafasında ürettiği bir hayal dünyasının unsurları mıyız? gerçeklik (reality) olarak algıladığımız her şey acaba daha üst düzeyde bir gerçeğin (verity) düş ürünü mü? yaşadıklarımız bir "simülasyon" mu?
peki o daha üst düzey tanrı olabilir mi?
siz ne diyorsunuz yahu, küçükken bendeniz ikide bir "ya şimdi uyanırsam da bütün bunların bir düş olduğunu anlarsam" korkusuna kapılırdım. matrix senaryosu yazarmışım da haberim yokmuş!
ama günümüzün gerçeklerinden birini de bilgisayar "muhabbeti" oluşturduğundan, yapımcı, senarist ve yönetmen çoluk çocuğun harçlığına bu yoldan göz dikmiş, paraları da kapmışlardı... meğer biz bir bilgisayar oyununda yaşayan sanal kahramanlarmışız... matrix'i görmeyen ve ondan etkilenmeyen hamburger şişkosu oğlan kalmamıştı.
buna jilet gibi ince güneş gözlüğünü ve yerlere kadar uzanan o maşallah pek gizemli mevlevi cüppesini de ekleyin, bütün genç kerizler tava geldiler. kendilerine aynı havaları vermeye kalktılar.
matrix sonra cıvıdı, bütün "takip filmleri" gibi daha da kötü bir dizisi üretildi. sonuncusu öyle berbattı ki on dakikadan fazla çekemedim...
çocuklar, aynı meseleyi bilimkurgu üstadı philip k. dick'in romanlarında ele almış olduğunu nereden bileceklerdi, okumuyorlardı ki amına kodumun çocukları!
hani geçen yüzyılda yazılmış kitapları kurcalayıp azıcık marksizm'e bulaşmış olsalar, "idealist" felsefeyi, bütün bunların bir rüya olduğunu söyleyen piskopos berkeley'i ve nazım hikmet'in en kötü şiirlerinden biri olan "behey berkeley"i falan da bilecekler...
yahu madem platon'dan ve ünlü "mağara meselinden" haberiniz yok, bari onu eflatun olarak öğrenseydiniz...
şimdi arada bir hortlatılır bu konu. cambridge ünversitesi profesörlerinden martin rees, "bizden daha akıllı bir uygarlık bizi sanal olarak yaratmış olabilir" demişti geçenlerde, yani yepyeni bir şey söylermiş gibi yapıp aslında matrix filminin "story" aşamasını özetliyordu. matematikçi john barrow da bu kanıya varmıştı. boktan türk gazeteleri de çok heyecanlanıyor her daim böyle haberlere, çünkü, reklam da yoksa, yarım sayfa garanti!
oysa türk san'at musikisi'nin kıymetli bestekarları bu suali daha önce tevdi etmişlerdi: hayaaal mi geerçeeek miiii, göördüğüüüm biilmeeem... eelden elee gezeeen, güle döönmüüüşsüün...
yeni kuşaklar meseleyi daha ileri düzeyde de koydular: yalaan dünyaa, herşey bombooş, hancı sarhooş, yolcu sarhooş...
(bir de "maniki dünya" vardır teee babamın kuşaktan, dünya dünya maniki dünya... hint filmlerinde geçer, sanırım bizim "avare" dediğimiz "avaramu" filminin bir şarkısında, raci ile nergis söylüyorlar, ne anlama geldiğini duyduğum günden beri merak ederim! hay sikeyim nereden geldi aklıma?)
bakın ben size daha çılgın bir teori aktarayım;
zecharia sitchin, ki şu ünlü "2012" tantanasını ilk ortaya atan adamdır, insanın uzaylılar tarafından yaratıldığını söylüyor. eski mezopotamya metinleri de bu yönde ipuçları veriyorlar.
2012 yılında belirmesini beklediğimiz ama bir türlü belirmeyen kırmızı ve büyük gezegende (son teorilere göre bu bir sönük güneş, yani bir "kahverengi cüce", bir "brown dwarf" da olabilir) yaşayan uzaylılar, yani bizim mitolojilerimizde hep "tanrılar" olarak geçen yaratıklar, maymun üzerinde genetik mühendisliği deneyleri yaparak, ve maymunun dna hücrelerinden yalnızca yüzde iki kadarını değiştirerek, insanı meydana getirmişler.
deneyin yapıldığı kıta afrika, bölge de uganda-kenya-etiyopya arası göller bölgesi.
allah belamı versin yalanım varsa! yemin ediyorum adam aynen bunu söylüyor...
entry buraya kadar, sikeyim matrix'i, marduk'u, nibiru'yu... geceleri hava soğuk oluyor artık, üşütmeyin. çok tantana da yapmayın, akışına bırakın.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar