bugün

güle güle

Sen gidiyorsun, ağlıyor bu şehir
Ve gözyaşlarını bedenime silerken
Varlığım sadece bir ürperiş oluyor
Gidişinin rüzgarında

Şairliğim, beraberken topladığımız
Dalga parçacıklarını kurutmaktan ibaret
Ara sıra filozof kayalıklardan çaldıklarımız hani
Kurusunlar diye ipe asmadan önce
Son isteklerini sormayı unuttuğum hep

Gidişin yeni bir idam sehpasını gösteriyor
Bu ayrılış bir gözyaşı damlası kadar gerçek
Şimdilik sıcak ama
Az sonra sessiz çırpınışlarını seyredeceğim
Deniz olup akacak avuçlarımın arasından bir daha
Bir daha
Ve bir daha ölecek

Koleksiyoncusuyum ya ben
Alıp hatıralarımda saklamak isteyeceğim
Ancak defterlere sığdıramayacağım kadar büyük
Şekilsiz bir hüzün olacak
Bu damla kalıntısı

Sen gidiyorsun, ağlıyor bir şehir
O ağlamaklar ki bizim banyolarımız
Kare kare ayrılıklar bastığımız
Ve bir dahaki gidişinin yangını düşüyor
Daha şimdiden içime
Evvelindeki mutluluğu anlamsız kılan bir paradoksla
Yakıyorum bu şehri gözyaşlarımla

Sen gidiyorsun ya şimdi
Ve bu şehri ağlarken bırakıp
Hani bir parçamı da yanına yolluk diye almışsın
Öyle iste...
Yutkunamadığım bir hıçkırık oluyorsun
Çocukluğumda unuttuğumu sandığım

Güle güle...

edit: kimin yazdığını bilmiyorum ama denk geldim ve paylaşmak istedim. yarım kalmışlıkların anısına...