bugün

sevgiliyle uyumak

saçlarıyla boynunun birleştiği o cennet bahçesine gömülüp, hayattaki en önemli, en kıymetli, en kutsal emaneti taşıyormuş gibi, eşsiz bir güven ve emniyetle o incecik bele sımsıkı sarılmak, o an sahip olduğun huzuru tüm hücrelerinde hissetmek,
içinde bulunduğun durumun bir rüya olması korkusuyla sürekli kontrol etmek ve her kontrol sonrasında, gerçek olduğunu bir kere daha anlayıp, heyecandan, ( sıcak suyun altındayken birden, bir kova soğuk su dökmüşler gibi ) nefesinin kesilmesine engel olamamak.

uyuyamamaktır, sevgiliyle uyumak,

sanki bilinmeyen bir el, onu çalacakmış gibi, sürekli tetikte, sürekli sımsıkı sarılmak isteğiyle ve aynı zamanda, 'allahım bunu nasıl yarattın?' diye engellenemez bir düşünceyle, elde olmadan, uzuuuun uzuuuun onu izlemek...

ona dokunmak, öpmek, okşamak arzusu ve onu uyandırmak korkusu dehşetli bir savaş içindeyken beyninde, gözlerinin, dünyadaki tüm hareketleri ve akışları durdurup, usta bir şairin dudaklarından dökülen bir şiir gibi, yavaşça inip kalkan o güzel göğsüne dalması ve içinden sevgiliye, dopdolu nehirlerin akmasıdır...

en huzurlu uykusuzluktur, sevgiliyle u( yumak )... *