bugün
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur11
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası19
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz24
- mauro icardi10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması16
- fred'in gs orta sahasını kucağa alması9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı91
- fenerbahçe11
- manitayla yapılacaklar15
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması24
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- mert hakan yandaş20
- erkolar kapatılsın13
- icardi190515
- nurcuların fetöcü olduğu gerçeği8
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi13
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz12
- arda güler14
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur32
- türklerden adam çıkmaması9
- dokunmaya kıyamadan sevmek15
- anın görüntüsü22
- alex de souza12
- karıya kıza doymuş erkek25
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi17
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı10
- bik bik'in cinsiyeti14
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor11
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur9
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi9
- gulmekicinyaratilmis8
- travestilerin genelde kürt olması14
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz19
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek19
- çok üzgünüm sözlük8
- aşık olmadan sevişmek9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- nervio8
- türklerin çok kolay devlet kurması8
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- taktik verin15
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- risale i nur21
nil karaibrahimgil - bir çocuğu çok sevmiş.
Bu hafta size masal anlatmak istiyorum. 1964’te Shel Silverstein tarafından yazılmış.
Öyle güzel bir masal ki, Youtube’da yazarının sesiyle olan videosunu, Twitter’dan paylaştım.
Paylaşır paylaşmaz şöyle bir mesaj geldi: “Sen masal anlatıyorsun, memlekette neler oluyor.” Ben de şöyle cevap yazdım: “Çocukken bu masalı okusalardı, şimdi onların masallarını izlemiyor olurduk.”
Bizim dilimizde niyeyse, “Bana masal anlatma” diye bir cümle de var. Halbuki masallar daha çok anlatılmalı.
Şimdi, benim vaktim var bunlara diyenlere, benim anlatımımla; ‘The Giving Tree’ (Cömert Ağaç).
Bir zamanlar bir ağaç varmış ve küçücük bir çocuğu çok sevmiş. Kendinden bile çok sevmiş.
Arkadaşmış bu ikisi. Çocuk ağaca tırmanır, elmalarını yer, dallarında sallanır, gölgesinde uyurmuş. Ağaç da çok mutluymuş bu durumdan...
Sonra çocuk büyümüş. Bir sevgilisi olmuş çocuğun. Beraber gelip uzanmaya başlamışlar ağacın gölgesine. Ağaç da, her ne kadar çocuk artık tırmanıp dallarında sallanmasa da, mutluymuş bu durumdan. Kız arkadaşıyla çocuğa vermiş cömertçe elmalarından.
Derken çocuk biraz daha büyümüş. Ağacın yanına geldiğinde neşeyle sallanmış ağaç, “Haydi” demiş, “Tırman üzerime, dallarımda sallan.”
“Of” demiş çocuk, “Ben artık büyüdüm, başka bir şeye ihtiyacım var. Paraya ihtiyacım var. Bana para verebilir misin?”
Düşünmüş ağaç, “Hmm” demiş, “Param yok ama elmalarım var, sana elmalarımdan veririm, sen de satarsın para kazanırsın olur mu?” “Tamam” demiş çocuk.
Ve ağaç dökmüş önüne bütün elmalarını...
Uzun süre görünmemiş çocuk. Sonra, yine bir gün çıkagelmiş.
Bayram yapmış ağaç sevinçten ve heyecanla demiş ki: “Hoş geldin!
Haydi, tırman üzerime, dallarımda sallan, gölgemde uyu!”
“Bunlara zamanım yok” demiş çocuk, “Benim bir eve ihtiyacım var. Sen bana bir ev verebilir misin?”
Düşünmüş ağaç, sonra demiş ki: “Sana bir ev veremem ama dallarım var benim. Onları kesip kendine bir ev yapabilirsin!” Ve böylece, bütün dalları kesilmiş ağacın.
Bir süre daha görünmemiş çocuk, sonra bir gün uğramış yine. Tabii bizim ağaç sadece koca bir gövde, sevincinden sallamış koca gövdesini...
“işte geldin, seni bekliyordum” demiş. “Haydi tırman üzerime, gölgemde uyu!” Çocuk artık orta yaşlı bir adam, “Benim bunlara halim yok” demiş, “Denize açılmak istiyorum. Bir kayık lazım bana. Sende var mı bir kayık?” Düşünmüş ğaç... “Koca bir gövdem var, onu kesip kendine bir kayık yapabilirsin!” Bunun üzerine çocuk kesmiş ağacı.
Ve gitmiş her zamanki gibi.
Derken bir gün yaşlı bir adam olarak çıkagelmiş çocuk.
Ağaç yine çok sevinmiş.
Ağaç dediğime bakmayın, kesik kısa bir gövde. “Hoş geldin” demiş yine gülen sesiyle. “Ben artık çok yorgunum” demiş çocuk...
“Sadece bir yer bulup oturmak istiyorum.” “iyi ya” demiş ağaç, “Gel otur üzerime.” Ve çocuk gidip ağacın kesik gövdesine oturmuş.
Böyle bitmiş ağaçla çocuğun masalı.
Hepimiz, sadece oturmak isteyen birer yaşlı olmadan, gövdesi kesik bir ağaç gibi olmayı öğrenelim diye, sevgilerimle.
nil karaibrahimgil - bir çocuğu çok sevmiş.
Bu hafta size masal anlatmak istiyorum. 1964’te Shel Silverstein tarafından yazılmış.
Öyle güzel bir masal ki, Youtube’da yazarının sesiyle olan videosunu, Twitter’dan paylaştım.
Paylaşır paylaşmaz şöyle bir mesaj geldi: “Sen masal anlatıyorsun, memlekette neler oluyor.” Ben de şöyle cevap yazdım: “Çocukken bu masalı okusalardı, şimdi onların masallarını izlemiyor olurduk.”
Bizim dilimizde niyeyse, “Bana masal anlatma” diye bir cümle de var. Halbuki masallar daha çok anlatılmalı.
Şimdi, benim vaktim var bunlara diyenlere, benim anlatımımla; ‘The Giving Tree’ (Cömert Ağaç).
Bir zamanlar bir ağaç varmış ve küçücük bir çocuğu çok sevmiş. Kendinden bile çok sevmiş.
Arkadaşmış bu ikisi. Çocuk ağaca tırmanır, elmalarını yer, dallarında sallanır, gölgesinde uyurmuş. Ağaç da çok mutluymuş bu durumdan...
Sonra çocuk büyümüş. Bir sevgilisi olmuş çocuğun. Beraber gelip uzanmaya başlamışlar ağacın gölgesine. Ağaç da, her ne kadar çocuk artık tırmanıp dallarında sallanmasa da, mutluymuş bu durumdan. Kız arkadaşıyla çocuğa vermiş cömertçe elmalarından.
Derken çocuk biraz daha büyümüş. Ağacın yanına geldiğinde neşeyle sallanmış ağaç, “Haydi” demiş, “Tırman üzerime, dallarımda sallan.”
“Of” demiş çocuk, “Ben artık büyüdüm, başka bir şeye ihtiyacım var. Paraya ihtiyacım var. Bana para verebilir misin?”
Düşünmüş ağaç, “Hmm” demiş, “Param yok ama elmalarım var, sana elmalarımdan veririm, sen de satarsın para kazanırsın olur mu?” “Tamam” demiş çocuk.
Ve ağaç dökmüş önüne bütün elmalarını...
Uzun süre görünmemiş çocuk. Sonra, yine bir gün çıkagelmiş.
Bayram yapmış ağaç sevinçten ve heyecanla demiş ki: “Hoş geldin!
Haydi, tırman üzerime, dallarımda sallan, gölgemde uyu!”
“Bunlara zamanım yok” demiş çocuk, “Benim bir eve ihtiyacım var. Sen bana bir ev verebilir misin?”
Düşünmüş ağaç, sonra demiş ki: “Sana bir ev veremem ama dallarım var benim. Onları kesip kendine bir ev yapabilirsin!” Ve böylece, bütün dalları kesilmiş ağacın.
Bir süre daha görünmemiş çocuk, sonra bir gün uğramış yine. Tabii bizim ağaç sadece koca bir gövde, sevincinden sallamış koca gövdesini...
“işte geldin, seni bekliyordum” demiş. “Haydi tırman üzerime, gölgemde uyu!” Çocuk artık orta yaşlı bir adam, “Benim bunlara halim yok” demiş, “Denize açılmak istiyorum. Bir kayık lazım bana. Sende var mı bir kayık?” Düşünmüş ğaç... “Koca bir gövdem var, onu kesip kendine bir kayık yapabilirsin!” Bunun üzerine çocuk kesmiş ağacı.
Ve gitmiş her zamanki gibi.
Derken bir gün yaşlı bir adam olarak çıkagelmiş çocuk.
Ağaç yine çok sevinmiş.
Ağaç dediğime bakmayın, kesik kısa bir gövde. “Hoş geldin” demiş yine gülen sesiyle. “Ben artık çok yorgunum” demiş çocuk...
“Sadece bir yer bulup oturmak istiyorum.” “iyi ya” demiş ağaç, “Gel otur üzerime.” Ve çocuk gidip ağacın kesik gövdesine oturmuş.
Böyle bitmiş ağaçla çocuğun masalı.
Hepimiz, sadece oturmak isteyen birer yaşlı olmadan, gövdesi kesik bir ağaç gibi olmayı öğrenelim diye, sevgilerimle.
nil karaibrahimgil - bir çocuğu çok sevmiş.
güncel Önemli Başlıklar