bugün

mb isimli cocugun anilari

https://www.uludagsozluk.com/e/41765050/

habermas'ı ilk defa okuyan pek çok kişi gibi etkilenme yaşamıştı. hatırlarım o günleri. fakat kendisi çok eleştirildi sonrasında. o eleştirilerden de etkilenmemek mümkün değil. bir defa kamusal alan dediğimiz homojen bir yapı değil. onun kendi içinde de çıkar çatışmaları olabiliyor. ve nancy fraser'in altlnı çizdiği gibi, bu kamusal alanda "kadın" yok. yani devlet-toplum ikiliği aslında o kadar da birbirine karşılıklı konumlanmış halde görünmüyor. zaten bizim gibi emperyal geçmişi olan memleketlerde bizzat devlet kamusal alanın oluşumunda var olan bir aktör. yani buna öncülük edebiliyor. mesela nadir özbek hoca osmanlı'da sosyal devlet kitabında bunu açıkça ortaya koydu. bir de tabii, kamusal alana kendinden menkul bir demokratiklik atfetmek de fazla idealist. bütün bunlar aslında 1990'lardan itibaren üçüncü dalga olarak nitelenen post-sovyet doğu avrupa'nın neoliberal dönüşümünün üst yapısal reformların gerçekleşmesi için habermas'ın tekrar keşfinden ibaretti. zira habermas meşhur eserini 1962'de vermişti aslında. ve o zamanlar hiç de dikkat çekmemişti. yıllar sonra kendisi bir anda burjuva ideoloğu mertebesine düşmüş oldu. belki de hep öyleydi, bilemiyciğim.

ayrıca ne meriçliğimi gördünüz. :(