bugün

ev arkadaşı

Çok karmaşık bir yapıdır. 12 yaşımdan beri okul yurtlarında, 18 yaşımda üniversite 2. sınıfa geçtiğimden beri de ayrı evde kalıyorum. Yaşamadığım sıkıntı, çekmediğim dert kalmadı.

Üninin ilk senesinde okul yurduna girdim, aynı yurda düştüğüm 3 arkadaşla aramız çok iyiydi. Birlikte eve çıkmaya karar verdik. Nisan haziran arası onlarca ev gezdik, birkaç sözleşmeye neredeyse imzalar atıyorduk ancak içlerinden biri (buna C diyeceğim bu noktadan sonra. Diğeri F.) Yok bunun duvarı, yok bunun en üst katta olması diye diye bizi ortada bırakmak üzereydi. En sonunda o dönem için pahalı sayılan evlerden birini buldu, biz de çıkamayız dedik düşük gelirli aile çocukları olarak. Başka bir arkadaş(D diyelim buna da) ve onun bir tanıdığıyla(bu önemsiz) 4 kişi son anda zar zor bir eve girdik.

Yanımdaki üçlü C ile kavga etti, araları bozuldu. Bir sene içinde D ve F diğer kızla da kavga etti. Bunlar hep D'den kaynaklıydı ama önemsiz olanı hiç sevmiyorduk, o evden çıktı. O yıl içinde evin içinde duymadıım ses, görmediğim görüntü kalmadı.

Ertesi sene F ve D kavga etti, D tanıdığı bir ailenin yanına geçti. Biz sene sonunda iki kişi kalmıştık ve hayatımın belki en huzurlu dönemiydi. Bu sene C ve F'nin arası düzelmişti, ertesi sene ilk sene planlandığı gibi birlikte eve çıkalım dedik. C'nin kaldığı ev o anın standartlarına göre uygub kalmıştı diğer her yer yükselirken. Ama yaz tatilinde C ve F çok saçma konuları gurur meselesi haline getirmiş, haberim yokmuş.

Döndüm, ilk bir ay C'nin ev arkadaşlarının kontratları bitmemişti diye ortada kaldım. C'yi suçlamıyorum bu konuda, önceden haberim vardı. Bir ay başka arkadaşlarla kaldıktan sonra döndüm. Bu sırada F eve döndü. Geldiği gibi de kavga ettiler, F kapıyı çekip gitti. Ama benim meselem olmadığı için ikisini de hala severdim. ikisine de anlayışlı yaklaştım. C ile kalmaya devam ettim çünkü F sevgilisiyle kalmaya başladı. Yanımıza A diye yeni birini aldık kira için.

Buradan sonrası artık bu senenin hikayesi. A ile C yakın arkadaş oldular. Ben biraz introvert biri olduğum için o kadar çabuk ısınamadım. Kavga etmeyi sevmem, karşımdaki kişi soğuk davranırsa önce anlamaya çalışırım, yoksa içime kapanırım. Bir süre trip yedim, konuştuk, anlaştık, aramızı düzelttik. Sonra her şeyi doğru yapmaya çalışma stresi başladı bende. Tekrar trip yememek için. Evde olan biten bir konuda hatam olursa ekstra çaba gösterip üstünü kapatmaya çalıştım. O da çabuk yordu. Bu sırada sınav stresi falan derken yine içime kapanmaya başladım. Bazen dalgınlıkla yere bir şey dökerdim, tüm mutfağı temizleyip öyle çıkardım mesela. Ama normalde de odamdan çok çıkmayan biri olarak yine odama döndüm. Sonrasında yemeklere de yardım etmeyi kestim çünkü hem kendim yemiyordum, hem de neye elimi atacak olsam bırak ben hallederim diyorlardı asık bir suratla.

Geriye sadece temizlik ve fatura ortaklığımız kaldı. Faturaları C'nin hesabından ödüyorduk online ama asla borç bırakmadım. En geç faturanın geldiği hafta vermeye çalıştım tüm para işlerini. O da lafını yapmadı zaten.

Bu hafta onların finalleri bitti, bizim bölümün son komitesi bitti, finalim var iki haftaya. Tüm seneden sorumlu olacağız diye ders çalışıyordum bugün, müzik dinliyordum bir yandan. Temizlik yapıldığını duymamışım. Elektrikli süpürgenin açıldığını duymadım demeyeceğim, kendi odalarını süpürdüklerini duydum ama sonra makinenin sesi kesildi. Dedim demek ki büyük temizlik yapılmıyor, çalışmaya devam ettim. Meğer süpürge bozulmuş, manuel devam etmişler. Ama geçen hafta da bozuktu o süpürge ve bozuk diye kimse elini bir şeye dokundurmazken ben kendim süpürmüştüm her yeri manuel olarak.

Bir ay kadar önce C evine dönmüşken, A da okuldayken süpürme silme, tuvalet banyo mutfak falan her türlü temizliği de kendim yapmıştım. Sınav vakitleri yaklaşıyor, bir de bununla uğraşmasınlar demiştim.

iki üç hafta önce yemek alışverişi yapılacak oldu, tamam dedim ona da laf etmedim ama o zamanlar da mutfaktan yemek yemiyordum.

Bugün, temizlik yapmış bitirmişler. Ben de müziği değiştirecekken seslerini duydum. Benden şikayet ediyorlardı. C "ben de onu kapının önüne koymazsam" dedi, A "benim sinirlerimi zorlamasın" tarzı cümleler kurdu. Adımı bir kere direkt söylediler, onun dışında hep o içerideki diye bahsettiler. Sınavlar bitti yine böyle falan dediler sanki finalimin yaklaştığını bilmiyorlar gibi. C'nin ailesi gelecekmiş mezuniyetine. Sanırım o yüzden böyle acele acele temizliğe giriştiler.

Öte yandan basit bir öğrenci evinde toplu işler temizlik, fatura, kira ve yemektir. Kira sene başı topluca ödenmiş, temizlik çoğu hafta birlikte hallediliyor (sene başından beri 3 kere ben tek yaptım herkesin şehirde olduğu zamanlar içinde, 3 kere de onlar tek yaptı). Yemeği çoğu öğrenci evi ayrı öder, ben yemediğimin bile parasını ödedim, eve taşıdım, dizdim. Tuvalet kağıdı, yağ, yoğurt gibi şeyler bittiğini görünce hiç ses çıkarmadan yenisini alıyordum, onlardan da bir şey istemedim. Faturaları ya gelmeden önce ya da geldikten hemen sonra ödedim. Bunlara rağmen, bu tarz laflar yemek çok koydu.

Uzun uzun yazdım buraya, yine de her şeyin detayına girmedim ama kendi hatalarımı konuşulduğunda kabul ettim. Düzeltmeye çalıştım. En az 3 ay hiç hata yapmadım. Yıl boyunca kendi yaptıkları hiçbir hataya kızmadım, yüzlerine vurmadım. insanlık hali dedim durdum. Bugün beni kapının önüne koyacağını söylediğini duyduğumda bir şeyler yok oldu içimde. F hakkında da "ben kovdum" tarzı laflar söylemişti, alttan almıştım F hala arkadaşım olmasına rağmen. Cidden bugün ne saygı kaldı, ne sevgi kaldı, ne düşünme isteği kaldı. Fark ettim ki sadece ağızlarına laf vermemek istiyorum, ona da ne kadar çabalarsam çabalayayım bir kulp uyduruyorlar.

işin komik yanı da, arkamdan bu kadar laf söyleyebilen insanlar sene boyu bir kez kapımı çalmadı bunları bana söylemek için. Eski ev arkadaşları hakkında atıp tutan, hastayken yardıma gelmediler diyen C benim ateşim öksürüğüm varken bir kez sormadı nasılsın diye. Ben onlar hasta olduğunda aramız soğukken bile kendi ilaçlarımı paylaştım, tıp okuduğum için az çok yardımcı olmaya çalıştım, A'nın eli yandığını öğrendiğimde koşa koşa çıkıp buz ve silverdin falan aradım.

Bana hep şunu yapmadın bunu yapmadın, yapsan bile sormadan yapmadın dediler(isteksizlik belirtisiymiş meğer), ailemde sormadan bir şey yaparsam başıma hoş şeyler gelmediğini, alışkanlık olduğunu iki kez açıkladım. Bir şeyi eksik yaptığımı, unuttuğumu ya da hiç yapmadığımı görürlerse söylesinler diye defalarca söyledim. Temizlik yapılırken duymayacak olursam gelin söyleyin, odamdayım nasıl olsa çalın kapımı da dedim. Radyasyon falan yok sonuçta, sadece dağınık diye kapalı tutuyorum. Bugün de dahil hiç kapıyı çalıp temizlik yapıyoruz gel hadi demediler. Ama arkamdan laf söylemeyi hep bildiler.

Sorsanız, laf söylerler ama içlerinden geçmez, içleri temiz çünkü onların. içinden geçmeyen bir şeyi nasıl söylersin ben hala öğrenemedim. Sorsanız soğuk davranmalarının başka nedenleri vardır, ben üstüme alınıyorumdur her seferinde. Sorsanız kendileri düşünmüştür, bir hatalarını görememişlerdir. Şizofren gibi hissettim burada aylarca, ben mi çok büyütüyorum acaba diye. En sonunda polyannacılık oynamanın bana yararı olmadığını fark ettim.

Cidden çok sinirliyim, çok mutsuzum, çok yorgunum. Onlar içlerinden kötü bir şey geçirmezler, onların yerine ben söyleyeyim. Allah benim belamı versin, ne kadar hayırsız ne kadar bencil biriyim ben. Hangi tanrılar varsa insanların inandığı, hepsinin laneti üstümde olsun. Öyle yani keşke defolup gitsem de kurtulsalar.