bir zamanlar adına muntazır teşrifine hazır kayık diye şarkılar yazılıp söylenmiş, kimbilir o zamanlar ne kadar güzel ve mutena bir semtiymiş burası. sonra acı bir düzensiz gelişim tablosuna kenar süsü olmuş, yeni yeni çok katlı düzenli sitelerle kuşatılmaya başlanıp adam edilmeye çalışılmakta. insan o eciş bücüş evlere mi üzülsün yoksa çok katlı apartmanlardan müteşekkil yeni sitelerle kuşatılıyor olmasına mı, bir türlü karar veremez. aslında kendi içinde merkezi bir kavşak noktasıdır ama bu kilit rolü kilitlenerek üstlenmeye kalkışmaktadır. Eski dönemlere, özellikle de osmanlı'nın son yıllarına ilişkin edebi eserlerde adını sık sık duyarız. bi zamanların istanbul ahalisi faytonlarla buraya gelir, yeşilliğin ve doğal güzelliklerin tadını çıkarırmış. bayramda seyranda buranın nasıl insan cümbüşü bir yere dönüştüğünü hayal etmek zor değil... kaytan bıyıklı ve fesli dalyan gibi delikanlılar, rengarenk giysiler ve tüller içindeki hanımefendiler filan... baya eğlenceliymiştir aslında. kimbilir ne aşklar da yaşanmıştır. şimdilerde atık deresine dönen haliç'in, o zamanlar üzerinde sandallarla gezilen masmavi bir güzellik olduğuna inanmak, o günleri hiç yaşamamış bizler için enteresan bir şeymiş gibi gelebiliyor.