bugün

bilinmeyen bir kadının mektubu

inanılmaz akıcı ve sürükleyici bir dille yazılmış. Bu kadar kısa bir kitaba bu kadar çok duygu nasıl sığdırılabilmiş, gerçekten tarifi mümkün değil. Karakterlerinde duygudurum tahlili yaparkenki ustalığı Freud'a olan düşkünlüğünü açıklıyor. Tıpkı Edgar Allan Poe'nun tarzındaki gibi seçtiği bütün kelimeler romana maksimum katkı sağlıyor. Zweig'ın çoğu romanında mutlu son yok ve karakterlerini öldürmekten çekinmiyor ki kendisi de ölümden korkan birisi değildi zaten. kitabın sonlarında kadının adamdan intikam aldığı hissine kapıldım ama yanılıyor olabilirim.