bugün

iz bırakan kitap cümleleri

Bir pazar günü olmuş olmalı. Sen yolculuğa çıkmıştın ve uşağın silkmiş olduğu ağır halıları dairenin açık duran kapısından içeriye sürüklüyordu. O iyi yürekli adamcağız zahmet çekiyordu bu işi yaparken ve ben de ansızın gelen bir cesaretle yanına gidip acaba yardım edebilir miyim diye sordum. Adamcağız şaşırmıştı, fakat izin verdi ve böylece ben de -ne kadar büyük bir saygıyla olduğunu ayrıca söylememe bilmem gerek var mı!- evinin içini, dünyanı, hep başında oturduğun ve üstünde, içinde birkaç çiçeğin bulunduğu mavi bir kristal vazonun durduğu yazı masanı görebildim. Sonra dolapların, resimlerin, kitapların. Bu, hayatına kaçarcasına, neredeyse hırsızlama bir bakıştı, çünkü sadık Johann, tam bir gözlem yapmamı hiç kuşkusuz engellerdi, fakat ben o tek bakışla bütün atmosferi içime çektim ve böylece hem uyanıkken hem de uyurken gördüğüm sonsuz rüyalarım için gerekli besini almış oldum.

Bilinmeyen bir kadının mektubu - stefan zweig