bugün
- neden evlenmiyorsunuz10
- üstteki yazar tarzında entry gir8
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız21
- sözlüğün en iyi 10 yazarı14
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi9
- gratis indirim günü kavgaları11
- ismet gurbuz 20249
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız16
- jose mourinho73
- zalbert'in karşısında dans etmek9
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması17
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür11
- türkiye de intihar vakalarının artması12
- kova burcu erkeği8
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir27
- şimdiye kadar duyulan en güzel iltifat10
- neden sevgilim yok10
- insanı zengin hissettiren şeyler19
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba23
- barbara palvin'in aldatılması17
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır14
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri8
- aleyna tilki10
- ismail kartal8
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı19
- geldi yine deli11
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- askerliğe veda gecesi8
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga9
- anın görüntüsü11
- magicovento10
- carlo ancelotti8
- albay kemal10
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- nihavend longa20
çabuk sıkıldığımı söylemiş miydim. cümlenin yarısında daha. mevzuya bahis konudan dahi sıkıldığımı filan işte. hatta arada sırada nefesini tutuyorum. düz kaslarım canımı sıkıyor. bu denli bir sürekliliğe tahammül edemez hale geldim. peki neden.
çünkü neden olmasın.
ve çünkü. olmak istediğimiz kişi olma şansımız yok. olduğumuz kişiyi kabullenme şansımız yine yok. olduğumuz ve olmak istediğimiz kişi arasına sıkışmış vaziyette. sürekliliklere katlanmak. tam anlamıyla bir mutlakiyet.
sondan eklemeli dillerin varlığı sevindiriyor beni. ama öyle coşkulu bir sevinç sanmayın. yerli yersiz bir sevinç de sayılmaz. tam olarak yakamoz kıvamında. ruhu deniz. ay ışığını süreklilikler olarak kabul edebilirsek. tam da kıvamında bir dalgalanma ile. eser miktarda yakamoza bağrını açabiliyor ruhum. ancak. bu bağır açışta sadece yakamozlar yaşamına devam edebiliyor. hatta. sadece onlar yaşama başlayabiliyor. ve hatta. yakamozlardan da sıkılarak. aniden düğmelerini kapatıyor. ruhum anlamsız gömlekler giyiyor gibi. üstelik. yaka düğmelerini kapatıyor sıklıkla.
öyle bir yaştayım ki. bir kısım insanlık bana göre çok küçük. geriye kalan kısmı da aşırı büyük. yeterince sıkışıklık yokmuş gibi hayatta. bir de zamanın tüketilmesi suretiyle meydana gelen olguların arasında kalıyorum. kimisi çok çocuk. kimisi aşırı ihtiyar. bense. kendi yaşımı tahlil etmek için bile kimilerine muhtaç.
bugün. pek de alışık olmadığım şeyler duydum. fazla açık sözlüydü insanlar. bir kısmı lütfetti. iyi niyetlerini. diğerleri de samimi. olumsuz düşüncelerini duyabildim. şu evrende. benim duymama mı yoksa onların söylemesine mi daha çok ihtiyaç vardı bilmiyorum ama. enerjiye dair temel yasalardan biri daha işte. dolaşacak enerji. potansiyelini muhafaza edemiyor. bir şekilde akıyor. dönüşüyor. bozunuyor. ne bileyim fiziksel ya da kimyevi olaylar oluyor. gözümüzün önünde. her geçen gün. saat. dakika. lahza. an.
önce kötü sözleri sarf edelim ki ağzımızda iyilerin tadı kalsın daima. yoksa yaşayamayız. kendi ağzımıza bir parmak bal çalmadan. benim gibi zayıf ruhların hayatta kalma olasılıkları oldukça düşük.
görüntü kirliliği olarak dolaşma. su saçını ya kestir ya da tara dediler bana. hem de bugün işte. hem de işimde gücümde. ekmek ve sigara almak için para kazanabilmek adına. nahoş bir kamu kurumunda. saatin beş buçuk olmasını beklerken. ne gerek vardı sanki. hakikaten. evren buna ihtiyaç duymuş olamaz gibi.
öte yandan. iyi şeyler de duydum gibi. mesela. daha önce hiç düşünmediğim şeyler söylüyorsun dedi bugün biri bana. olumluluk ve olumsuzluk üzerine fikirlerimi açıklamaya başlamışken daha. duraksadım orada. neyse dedim içimden. geri kalanına yarın devam edeyim. belki yine söyler. onun söylemesine ya da benim duymama yönelik bir ihtiyaç var olmasa da.
son olarak da. hiç takip etmediğim bir dergiden mail geldi. ben de istersem bir yazımı yayınlamayı teklif ettiler. hem de şiir bile olabilirmiş. biraz düşündüm. satın almak için altı ay para biriktirdiğim bir ayakkabı geldi aklıma. tam da parayı biriktirdiğim gün. ayakkabıya olan ilgim tamamiyle yok olmuştu. galiba. aynı şeyleri bu konuda da hissettim. o ayakkabıyı hiç satın almadım. bir daha dönüp de bakmadım.
çünkü neden olmasın.
ve çünkü. olmak istediğimiz kişi olma şansımız yok. olduğumuz kişiyi kabullenme şansımız yine yok. olduğumuz ve olmak istediğimiz kişi arasına sıkışmış vaziyette. sürekliliklere katlanmak. tam anlamıyla bir mutlakiyet.
sondan eklemeli dillerin varlığı sevindiriyor beni. ama öyle coşkulu bir sevinç sanmayın. yerli yersiz bir sevinç de sayılmaz. tam olarak yakamoz kıvamında. ruhu deniz. ay ışığını süreklilikler olarak kabul edebilirsek. tam da kıvamında bir dalgalanma ile. eser miktarda yakamoza bağrını açabiliyor ruhum. ancak. bu bağır açışta sadece yakamozlar yaşamına devam edebiliyor. hatta. sadece onlar yaşama başlayabiliyor. ve hatta. yakamozlardan da sıkılarak. aniden düğmelerini kapatıyor. ruhum anlamsız gömlekler giyiyor gibi. üstelik. yaka düğmelerini kapatıyor sıklıkla.
öyle bir yaştayım ki. bir kısım insanlık bana göre çok küçük. geriye kalan kısmı da aşırı büyük. yeterince sıkışıklık yokmuş gibi hayatta. bir de zamanın tüketilmesi suretiyle meydana gelen olguların arasında kalıyorum. kimisi çok çocuk. kimisi aşırı ihtiyar. bense. kendi yaşımı tahlil etmek için bile kimilerine muhtaç.
bugün. pek de alışık olmadığım şeyler duydum. fazla açık sözlüydü insanlar. bir kısmı lütfetti. iyi niyetlerini. diğerleri de samimi. olumsuz düşüncelerini duyabildim. şu evrende. benim duymama mı yoksa onların söylemesine mi daha çok ihtiyaç vardı bilmiyorum ama. enerjiye dair temel yasalardan biri daha işte. dolaşacak enerji. potansiyelini muhafaza edemiyor. bir şekilde akıyor. dönüşüyor. bozunuyor. ne bileyim fiziksel ya da kimyevi olaylar oluyor. gözümüzün önünde. her geçen gün. saat. dakika. lahza. an.
önce kötü sözleri sarf edelim ki ağzımızda iyilerin tadı kalsın daima. yoksa yaşayamayız. kendi ağzımıza bir parmak bal çalmadan. benim gibi zayıf ruhların hayatta kalma olasılıkları oldukça düşük.
görüntü kirliliği olarak dolaşma. su saçını ya kestir ya da tara dediler bana. hem de bugün işte. hem de işimde gücümde. ekmek ve sigara almak için para kazanabilmek adına. nahoş bir kamu kurumunda. saatin beş buçuk olmasını beklerken. ne gerek vardı sanki. hakikaten. evren buna ihtiyaç duymuş olamaz gibi.
öte yandan. iyi şeyler de duydum gibi. mesela. daha önce hiç düşünmediğim şeyler söylüyorsun dedi bugün biri bana. olumluluk ve olumsuzluk üzerine fikirlerimi açıklamaya başlamışken daha. duraksadım orada. neyse dedim içimden. geri kalanına yarın devam edeyim. belki yine söyler. onun söylemesine ya da benim duymama yönelik bir ihtiyaç var olmasa da.
son olarak da. hiç takip etmediğim bir dergiden mail geldi. ben de istersem bir yazımı yayınlamayı teklif ettiler. hem de şiir bile olabilirmiş. biraz düşündüm. satın almak için altı ay para biriktirdiğim bir ayakkabı geldi aklıma. tam da parayı biriktirdiğim gün. ayakkabıya olan ilgim tamamiyle yok olmuştu. galiba. aynı şeyleri bu konuda da hissettim. o ayakkabıyı hiç satın almadım. bir daha dönüp de bakmadım.
güncel Önemli Başlıklar