durum buyken tepkisini nereye yönlendirse haklı olan babanın lafı. karakola düşen asker, tsk'nın en sefil askeridir. savaşmakla uzaktan yakından ilgisi olmayan 60-70 kadar asker sanıldığı gibi kahramanlık değil barakadan bozma yapılarda yaşama mücadelesi verir. özellikle doğu sınırındakilerin çilesi hiç bitmez. kış mevsiminde elektiriği, suyu, yolu, telefonu olmadan, hayattan izole bir şekilde haftalarca kalırlar. bu karakollara da hiç bir siyasinin, generalin, albayın, iş adamının, bürokratın, kalantorun yakını bulunmaz.
karakollarda bulunan askerler, üst birliklerden elene elene gelen en vasıfsız askerlerdir. yaş ortalaması 22-23 olan askerlerin, tahsil ortalaması 6. 7. sınıf civarındadır. önemli bir kısmı okuma-yazma bilmez, ilçeyi bırakın köyünden ilk kez çıkmış olanları vardır. hiç biri karakola gönüllü gelmemiştir. bu zorlu askerlik döneminde onları, askerlik sonrası bozuk bir psikoloji ya da çatışma esnasında ölüm bekler.
işte bu nedenlerle bu ülke garibanların ülkesidir. şehit cenazelerinin kalktığı evlere bakın. o evlerle, karakolların viraneliğinin ne kadar benzediğini göreceksiniz. garibanların ülkesinde garibanlar ölür. garibanlar işsiz kalır, garibanlar askerliğin hasını yapar. ama övünmek bol yıldızlı generallerin, bakanların, başbakanların işidir. bu işin rantını bunlar yer, oy alır, parayı toplar. aralarındaki kavga da zaten bu parayı ve gücü paylaşma kavgasıdır.
bir de fikir garibanları vardır, bu gücü paylaşma kavgasında taraf olup, o tarafı ölesiye savunurlar. aynen devam arkadaşlar. garibanlar sizin yerinize de ölüyor.