1920'nin sonbaharı.
ingilizler her türlü casusluk ve konrtrespiyonaj faaliyetlerine karşın bir türlü mustafa kemal ve yakınına sızamıyordu.
çünkü mustafa kemal istihbarat konusunda ingilizlerden her daim bir adım öndeydi.
milli kuvvetler bir yere girdikleri an ilk olarak telgraf binasını ele geçiriyorlardı.
telgraf çok önemliydi.
mustafa kemal telgrafın telleri sayesinde aynı anda musul, diyarbakır, erzurum, bursa, antalya, adana, gaziantep, trabzon ile haberleşiyor, anlık bilgiler alıp, anlık bilgileri paylaşabiliyordu. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1764255/+
ingilizler buna bir çare bulamıyordu.
nasıl bulsunlar ki?
sirkeci'deki büyük postane binasının 2. katı işgal kuvvetlerinin muhabere merkeziydi.
lakin, bu binanın bir de bodrum katı vardı. karakol örgütü mensubu telgrafçılarımız, 2. kattaki muhabere merkezinden, bodrum katına tel çekmişlerdi.
böylece muhabere merkezine gelen bilgi en geç yarım saat sonra mustafa kemal'in kulağına fısıldanıyordu.
kuşadasında düşen dh-9 yunan uçağından telgrafın telleri sayesinde haberdar olundu, vecihi hürkuş gitti uçağı tamir edip ankara'ya getirdi, o uçak 1 eylül 1921'de bize türk havacılığının ilk zaferini kazandırdı...
yunan başkomutanı trikupis, telgrafın telleri sayesinde uşak'ta kıskıvrak ele geçirildi...
saymakla bitmez.
telgrafın telleri yardımı ile bu millet büyük bir zafer kazanmıştı.
mustafa kemal bunu hiçbir zaman unutmadı.
1937 yılında italyan mucit marconi öldüğünde atatürk, italyan bilim adamının ailesine şu telgrafı çekti;
--spoiler--
marconi ailesi roma...
bütün insaniyet, uğradığınız kaybı acı bir surette hissetmektedir.
bu elim felakette büyük marconi'nin hatırasına karşı taziyelerimle beraber bütün sempatimden emin olmanızı rica ederim.
kemal atatürk...
--spoiler--