bugün

geçmişe duyulan özlem

sona doğru yaklaştıkça ilkler hatırlanıyormuş demek ki..
sona doğru yaklaştıkça kursağımızda kalanların verdiği acı etkisini göstermeye başlıyormuş...
başka bir açıklaması olamaz.
hafıza-i beşer nisyan ile malüldür...
nostalji histerisinin kaynağını buradan alır...
geçmişin acısının, hüznünün ve daha nice koyu gri duygularının oluşturduğu anlık duygudurumunu hatırlayabilecek, hatırlasa bile bunu şuuruna nakşedebilecek kuvvete sahip değil ademoğlu.
geçmişe her zaman özlem duyulur...
bu yaşamın sahtekarlığıdır...
ancak...
hakikatin gizlendiği yer ilklerdedir...
çocukluğun ilk yılları gibi...
hakikat ilklerde saklıdır..
varoluşun ilk adımı oralardadır...
dünyada özüne uygun bir yaşam alanını ilk zamanlarında bulamadığı zaman ademoğlu,
varoluşsal sorunları ortaya çıkar,
ve o sorunların ortaya çıkmadan hemen öncesine yoğun bir özlem duyar.
bu özlemin esasında bilişsel olarak algılanan ilk nefese mi yoksa bilişsel olarak algılayamayacağı yolculuğa çıkmasına vesile olan son nefese mi olduğu ise tartışılır.
ben tartışmam.
son.