bugün

sofiane feghouli

kuzey afrika ve portekiz'li oyunculara güven duyamadığımdan pek de beğenmediğim oyuncu. ben fenerbaçe taraftarıyım, bunu bir taraftar olarak değil, yıllardır futbol izleyen birisi olarak yazıyorum. özellikle kuzey afrika ülkelerinde ki insanlar çok atletik vücuda sahiplerdir. yaşadığım yerde de fas, tunus, cezayir gibi ülkelerden çok insan ile beraber ağır işlerde çalıştım. aga adamların en olmayanında bile bir göğüs kası mevcut, sanki öyle doğmuşlar gibi. allah vergisi bir yetenekleri var, bakın belhanda olsun, feghouli olsun, ben arfa olsun bunlar teknik oyuncular. ama hayatları boyunca öyle bir yokluk ve eziklik ile büyümüşler ki, bu kadar ilgiyi ve alakayı kaldıramıyorlar. bencilleşiyorlar. hiçbirisi takım oyuncusu değil ve oyun zekası olarak çok düşükler. bu yüzden de hiçbir yerde doğru düzgün dikiş tutturamıyorlar. özellikle, başta premier lig olmak üzere öyle bireysel yeteneklerin çok yemediği yerlerde. mental olarak bozulmaya çok yatkınlar. takım 2-0 öndeyken hepsi kral ama takım 2-0 geride olsun, gider üzerine kırmızı kart görürler. hele bir de bu kadar parayı alıp, üzerine de kendilerini bozabilecekleri şehirlerde yaşadıklarında al başına belayı...

bir de bunların avrupa'lı versiyonları var ki isimleri "portekiz'li-ler". bu adamlarda aynı şekilde, hepsi manyak ve dengesiz. ronaldo ve mourinho bile dengesiz insanlar bir noktada. çok duygusallar ve stresi kaldıramıyorlar. geçen sene işte, real 2-0 önde, manyak gitti hakemi itti durduk yere 5 maç ceza aldı. quaresma'nın yaptıkları da ortada bunca yıldır. pepe desen, zaten manyak doğmuş. bizde de meireles vardı. gider maçın 30. saniyesinde kırmızı kart görürdü. bruno alves vardı, adama çift dalardı filan...

edit: konuyu toparlamayı unutmuşum. velahasıl, çok yetenekliler ama sadece saf yetenek. bunu birleştirebilecekleri bir zekaları yok. dolayısı ile geri kalan 10 kişinin de bunlarda ki zeka eksikliğini kapatmaları gerekiyor...

edit 2: lan madem çenemiz düştü, yaşadığım bir olayı da sizinle paylaşayım. yurt dışına ilk çıktığım zamanlarda geldiğim ülkenin daha diline hakim olmadığım dönemler. haliyle önümüze gelenle ingilizce konuşmaya çalışıyoruz. bilen var bilmeyen var. bir gece öyle sokakta voltalanıyorum, elemanın biri benden çakmak istedi. tabii o dilde anlayamayınca ingilizce "anlamadım" tarzında bir şey söyledim. neyse çakmak mevzusunu çözünce "where are you from" falan filan derken adamın tunus'lu olduğunu çözdüm. ben de türküm diyince "oo muslim" falan filan bi yerlerden muhabbet başladı da, bi türlü ilerlemiyor. adam bana sordu arapça biliyo musun diye, hayır dedim. ispanyolca dedi, hayır dedim, fransızca dedi hayır dedim. ulan şaşırıyorsun, bir insan nasıl 3 dil bilip de bu kadar fakir kalır diye. işte yeteneği zeka ile birleştirememekten kastım buydu, vizyon yok...