bugün

82 yaşındaki yusuf topal ı kim öldürdü sorunsalı

yeni haber. dün yusuf topal ın avukatı ve yakınları diyordu ki
Elinde raporla giden dedeme anneannem için ilaç yazmadı. (torunu merve saylam)
Annemin ilaçlarını yazdırmak için gitmişti(oğlu)
eşine gereklii olan ilaçları alamamıştır(avukatı)

bunun gibi bir sürü açıklamaları var. bugun ise öğrenmişler ki doktor istediği ilacı keyfine göre yazar veya yazmaz. büyük bir çark ettiler. yusuf topal için ilaç yazdırmaya gitmemişti, evde sağlık için basvurmaya gitmişti diyorlar veya eve gelip ilaçları yazabilirdi diye ekliyorlar. oysa evde bakım birimi kuruldugundan itibaren aile hekimleri sözleşmesinde yazan evde bakım koordinasyonu görevi kalkmış oldugu halde bu maddeye dayanmaya çalısıyorlar. oysa yine yanlış. o madde çoktan geçerliliğini yitirmişken bile yitirmeseydi dahi "aile hekimi acil durum dışında kendine kayıtlı hastalara hizmet verir." ifadesi en büyük geçerliliktir. ayrıca koordinasyondan kasıt evde bakım birimine bildirir onlar evde bakım biriminde görev alan doktor hemşireyi ayarlar. kendisi gidip hasta basında reçete yazmaz. ha kendi aile hekimi gidip evinde yazıyormuş. oğlu böyle diyor. dogru değildir ama
diyelim ki dogru; demek ki o doktorun basına da bela olmuşlar doktor onlarla uğrasmaktansa görevi olmayan birşeyi sırf hır gür çıkartmasınlar diye yapmak zorunda kalmış. tehditle kötülükle iş gördürünce veya doktorun iyi niyetiyle olan bir şeyi kanuni zannetmişler. evde bakım biriminden hizmet alıyor olsalardı baska bir ile gideceklerinde de nereye basvuracaklarını bilirlerdi. aile hekimini evde bakım birimi zannetmezlerdi. ararlardı 4443833 ü evde bakım gelir evinde ilacını da yazar baska ihtiyaclarını da varsa giderirdi. ama olmaz. illa aile hekimine gidecek ondan isteyecek. çünkü kavga dövüşle inatla önceki aile hekimine yaptırtabiliyordu.

ölen yusuf topal'ın yazamam diyen doktor hanıma söylediği sözler;

"Bana daha önce Çınarlar Sağlık Ocağı’nda yazmayan doktor oldu, orada da böyle yaptım ve başka bir doktor bana 'Amca gel, sakin ol, ben yazarım senin ilacını’ dedi ve yazdı"

bir büyük yalan da avukatı bügün "eşi serebral palsili"ydi diyor. serebral palsi bebeklikte baslar ve devam eder. sonradan serebral palsi olunmaz. öyle bir rapor varsa o da sahtekarlıktır. felç geçirdi dese anlarım da bu kezde davasını yürütttüğü insanların neyi var ondan haberi yok derim.

gerçi ne yazsan ne farkeder ki bir ezik çıkar doktor egosundan bahseder. ego ne desen bilmez. kendi egosunu yaptıklarıyla yukseltmeye çalısmaktansa baskasının yaptıklarını değersizleştirip egosunu düşürünce değerli mi olacaksın?

not: doktor hanımın ifadesi;

Olay günü saat 08:40’ta, Yusuf Topal'ın muayene odasına girdiğini ve eşi adına ilaç yazdırmak istediğini belirten Ö.Y., eşinin kimlik numarasını sisteme girdiğinde kaydının istanbul’da olduğunu gördüğünü ve bu kişiyi daha önce görmediğini kaydetti.

Yusuf Topal’a, "ilaç yazabilmem için eşini görmem gerekir" dediğini söylediğini anlatan Ö.Y., şunları kaydetti:

"Yusuf Topal bana cevaben 'Yazacaksın' dedi. Ben de cevaben 'Eşini görmeden yazamam amca' dedim. Bunun üzerine Yusuf Topal bana bağırarak, 'Bana daha önce Çınarlar Sağlık Ocağı’nda yazmayan doktor oldu, orada da böyle yaptım ve başka bir doktor bana 'Amca gel, sakin ol, ben yazarım senin ilacını’ dedi ve yazdı' diyerek cevap verdi. Ben de 'Ben yazmayacağım amca, lütfen dışarı çık. Bir sürü hasta var, eşini görmeden ilacını yazmayacağım' dedim. Sonra kapıda bekleyen Telat isimli genç bir hastanın Yusuf Topal'a hitaben 'Amca dışarı çık, biz de sıra bekliyoruz. Bize de engel oluyorsun' demesi üzerine Yusuf Topal bu şahsa elinde bastonu havaya kaldırarak, şahsı iterek ve bağırarak odadan birlikte çıktılar. Ben de şahıs dışarı çıkınca 155’i arayarak, yardım istedim."

''DAVACI VE ŞiKAYETÇiYiM''

Hasta muayene etmeye devam ettiği sırada Yusuf Topal’ın bağırarak odasına tekrar girdiğini öne süren Ö.Y., şunları söyledi:

"Ben de Yusuf Topal'a 'içeride hastalar var, lütfen dışarı çıkın' dedim. Bunun üzerine Yusuf Topal benim üzerime doğru yürüdü. Masanın üzerinden üstüme doğru eğilerek ve bir eliyle sert şekilde masaya vurup diğer eliyle bastonunu sallayarak bana 'Bu ilaçları yazacaksın, ben 82 yaşındayım' dedi. Ben de korkarak 'Bana bu kadar yaklaşma' dedim ve ardından 'Daha fazla diretirsen polisi arayacağım' demem üzerine bana 'Ara devletin polisi de gelsin, devletin savcısı da gelsin. Sen bu ilaçları yazacaksın, beni kendine küfrettirme, kötü konuşturacaksın. Senin yaşın kadar ben eşime sigorta ödedim, ben belediye başkanının eşini tanıyorum' diye bağırdı ve bu şekilde odanın içerisinde bağırmaya uzun süre devam etti. Bu sırada sürekli masamı yumrukladı. Ben de bu sırada tekrar 155’i arayarak, acele etmelerini, sıkıntı yaşadığımız söyledim. Bana telefondaki polis, ekibin yolda olduğunu söyledi. O sırada Yusuf Topal yere çökerek 'Ben bu odadan çıkmıyorum, çıkartamazsınız' diyerek elindeki bastonu da yere vuruyordu. Bu şekilde bir süre daha devam ettikten sonra iki resmi polis memuru muayene odama giriş yaptılar ve bana 'Hocam şikayetiniz nedir?' dediler. Ben de polislere Yusuf Topal'ı işaret ederek 'Eşine ilaç yazdırmak istiyor, burada olmadığı için yazamıyorum, bu sebeple olay çıkarıyor' demem üzerine polisler, Yusuf Topal'ı odamdan çıkardı. Sonrasında bu şahsı ve polisleri bir daha görmedim ancak koridorda konuştukları sırada polisin 'Beyefendi, devletin resmi polisinin üniformasını çekiştiremezsiniz' dediğini, Yusuf Topal'ın ise bağırıp çağırdığını duydum. Sonrasında yaşanan olaylardan haberim olmadı. Ben bu yaşanan olay ile ilgili görevimi yapmamı engelleyen ve üzerime yürüyen, odamı uzun süre işgal ederek hastalarımın ve benim mağdur olmamıza neden olan, bağırıp çağırarak beni korkutan, ayrıca şahsımı tehdit eden Yusuf Topal isimli şahıstan davacı ve şikayetçiyim."