knut hamsun

entry76 galeri
    70.
  1. "1885'de mark twain üzerine bir yazısındaki imzası knut hamsund, bir dizgi yanlışı yüzünden d'siz, knut hamsun olarak çıkmış, o da bunu düzeltmemiş. o tarihten, o yazıdan sonra ismi knut hamsun olmuş"

    dünyaca tanınmış norveçli yazar knut hamsun, büyük etkiler bırakan açlık romanının yazarı. bu kitabı amerika'ya ikinci gidişinden dönüşte, 1888'de oslo'da yazmış.

    göçebe adlı eseri ile de nobel ödülünü kazanmıştır.

    ilk gidişi de şöyle oluyor amerika'ya: noelde bir arkadaşı hamsun'u çiftliğine çağırıyor. arkadaşının annesi hamsun'a rahip olmasını salık veriyor ama onun amerika'ya gitmek istediğini öğrendiklerinde, gidebilmesi için ona ödünç para veriyor ve uzun bir yolculuk sonucu amerika'ya ulaşıyor. bir artırmada yüksek sesle konuşurken göğsünde acı bir sancı duyuyor ve yere yığılıyor. acilen doktora götürüyorlar ve diğer belirtilerle birlikte, öksürük nöbeti ve kan tükürmek, verem teşhisi konuyor ve birkaç aylık ömrünün kaldığını söylüyor doktor. ölürsem norveç'te öleyim diyerek tekrar norveç yolu tutuyor ama yolda iyileşiyor.

    mükemmel bir hayat yaşamıyor, hayatını küçük işlerden kazanıyor. yazdığı küçük hikayeler yayınlanıyor kitapçılar tarafından. daha sonra bir aşk hikayesi yazıyor, yanında çalıştığı tüccarın kızına olan aşkının. ama bu sefer kitapçilar bunu yayınlamaya yanaşmıyor. kitabını bastırabilmek için bir zenginden para istiyor, erasmus zahl. ama yine de kimse bu hikayeyi basmamış, parasıyla öylece kalakalmış ama boş gezdiği için parası da tükenmişti. sonra kendisine bir oda tutuyor ve gündelik işler yapmaya başlıyor, kum ocağında katiplik. aralarda sürekli kitap okuyormuş ve artık uzun cümleler kurabildiğini fark etmişi. tanıştığı bir rahip, ona konferans vermesini öğütlemiş, 22 yaşındayken verdiği bu konferansta sadece 6 kişi varmış. bir gazeteci sayesinde konferans yeniden veriliyor ve bu sefer de sadece 7 kişi katılıyor. sonra ilk amerika macerası ve dönüşü.

    norveç'te yapamadığını fark edip tekrar amerika'ya dönüyor ve tramvaylarda biletçilik, tarlalarda ırgatlık yapıyor. artık yazmaya başlamalıyım diyor ama avrupa'ya dönmek istiyor, bir yoksul olmak pahasına da olsa. bir konferanstan sonra 1888 yazında dönüş yoluna çıkıyor ve vapur küpeştesinde bir gece sıtma nöbetine tutuluyor. açlık sayıklamaları, belleğini bir zamanlar nasıl bastırmışsa yine öyle güçlü kuşatıyor. elinde bir kurşun kalem ve bir kağıda, açlık romanının da ilk sözleri olan şu cümleyi yazmış:

    "yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediğu o garip şehir kristiania'da aç açına sürttüğüm günlerdeydi...
    tavanarasında uyanık yatıyordum. alt katta bir saatin altıyı vurduğunu duydum. hafif aydınlanmıştı ortalık, merdivenleri inip çıkmaya başlamıştı insanlar..."

    daha sonrasında tamamladığı bu romanı bir gazetenin yazı işleri müdürlüğüne götürüyor. bu müdür, olanları daha sonra şöyle anlatıyor:

    "ondan daha düşkün bir başka insan pek az görmüşümdür! düşkünlüğü elbisesinin yırtık pırtık oluşundan ötürü değildi yalnız. ya o yüzü! müsveddeyi geri veriyordum kendisine, çok uzundu. ama birdenbire kelebek gözlüğü gerisinde gözlerini, gözlerindeki ifadeyi gördüm. geri çeviremezdim, hiçbir sey diyemedim."

    brandes okudukça daha da etkilenmiş ve basılması için ny lord dergisine vermiş bu sayfaları. açlık romanından parçalar, böylece ilkin 1888'de yazarın adı verilmeyerek bu dergide yayınlanmış oluyor.

    dilimize on romanıyla bir hikaye kitabı çevrilmiş olan knut hamsun, 19 şubat 1952'de ölmüştür.

    ayrıca bu nadide eseri:açlık dilimize çeviren kişi de edebiyatımızın evler şairi olarak bilinen edebiyatçısı behçat necatigil'dir
    1 ...