Üstad schopenhauer'in Aşk konusunda söylediklerine pek katılamasam da, (zira doğada safi aşk diye bir şeyin varolmadığını, insanın karşı cinse hastalıklı daha önemlisi karşı cinsin kendisine de hastalıkli bağlanmasını çılgınca istemesi olarak değerlendiriyorum aşkı. Bu insanın kendisinin icadı olup, bu icada hastalıklı birvbağlanışıdır. Ha keza tanrıyı icad eden aklın kendi yarattığına delice inanması ve onu sevmesi de buna benzer. 'aşık' insanın patolojik bir incelemeye konu olması gerektiği kanaatindeyim.)
Fekat kadınlara dair tespitleri fevkaladedir.
O kadınları yerin dibine sokma meraklısı, öfkesini kusan biri olmaktan öte olanı olduğu gibi anlatan resmini çizen bir filozoftur.
Şurda ne güzelde anlatmış bizim kezbanları. Hey gidi üstad.