bugün
- bu gece intihar edeceğim42
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz17
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır8
- icardi190513
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- galatasaray31
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- hadise'nin külotla marş söylemesi27
- allah neye benzer14
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar12
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- fenerbahçe30
- albay kemal11
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- anın görüntüsü10
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- son 22 yılın özeti12
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi16
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar8
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi23
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- müslümanların anadili arapçadır13
- sevgiliyle uyumak13
- kadın vücudunun olağanüstü bir tasarım olması8
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş16
- abberrline9
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi27
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması20
- astrolog meral güven20
- galatasaray ın verilmeyen penaltısı9
musul bizde kalmalı
MUSTAFA Kemal Paşa Milli Mücadele'ye başlarken, Ankara'da toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi de, aynen son Osmanlı Meclisi gibi düşünmüş, Musul ve Kerkük bölgesinin bizim sınırlarımız içinde kalmasını, şartların şartı olarak görmüştü. Yeni milletvekillerimiz de, Mustafa Kemal Paşa da, Musul ve Kerkük konusunda son derecede hassas ve kararlı idiler.
Milli Mücadelemiz zaferle neticelenince, Lozan'a hareket edecek heyet başkanına, (ismet inönü'ye) Atatürk kesin kararlılığını bir kere daha ifade etti:
- Musul ve Kerkük bölgesi Misak-ı Milli gereğince, milli sınırlarımız içinde olmalıdır. Niçin? Çünkü o bölge, en az bin yıldan beri bizim hakimiyetimiz altında bulunmuştur. O topraklarda bizim soydaşlarımız yaşamaktadır. Hem çok zengin petrol yatakları dolayısıyla, hem de Doğu ve Güneydoğu Anadolumuzun tabii uzantısı olması yüzünden Musul bölgesi bizde kalmalıdır!
20 Kasım 1922 tarihinde başlayan Lozan müzakereleri çok çetin oldu. ingiltere, Musul bölgesinin bize bırakılmasını kat'iyen istemiyordu. Lord Gürzon, ismet inönü'ye adeta kök söktürüyordu. ingiltere, Musul bölgesi üzerindeki pençesini kaldırmak istemiyordu. ismet Paşa, durumu Mustafa Kemal Paşa'ya bildirdi, 'Ne yapmamı, nasıl hareket etmemi emredersiniz?' diye sordu. Atatürk dedi ki :
- itilaf devletleriyle orada anlaştığınız hususların altını imzalayınız! Musul mes'elesini daha sonraya bırakınız! Musul bölgesini daha sonraki aylarda veya yıllarda ingiltere ile ikili görüşmeler yaparak halledelim...
Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1924 tarihinde, Musul mes'elesi askıya alınarak, (sonraya bırakılarak) imzalandı. Bu arada, Ankara'da Millet Meclisimizde Musul bölgesi için çok sert tartışmalar oldu. Bir yiğit vatansever olan Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey, Meclis kürsüsünden haykırıyordu:
Yarın hiç vermezler
- Efendiler! Mısır'ı ingilizler'den aldınız mı? Kıbrıs'ı aldınız mı, efendiler? Musul'u bugün sana vermeyen ingilizler yarın niçin versin? ingilizler'in gayesi orada bir Kürt hükümeti teşkil edip, senin memleketini parçalayıp, neticede bir Ermenistan teşkil etmek değil midir?
Bu arada, Genelkurmay Başkanlığımız, Meclis'teki sert tartışmalara bakarak, Atatürk'ün isteklerini de dikkate alarak bir savaş hazırlığına bile başladı. Genelkurmay Başkanımız Fevzi Çakmak Paşa, askeri birliklerimize gönderdiği bir şifre telgrafta, 'Musul'a karşı bir taarruzda bulunabileceğimizi' bildirdi. Meclisimizde, istendi ki Kazım Karabekir Paşa komutasındaki birliklerimiz, Musul bölgesine girsin ve o toprakları ingilizler'e bırakmasın!
Sonra ne oldu? Bu sorunun cevabı çok uzundur. ingilizler, duruma derhal müdahale ettiler. Bizi Musul bölgesi için yeni bir savaştan uzak tutmak amacıyla yerli halkı silahlandırdılar. Şeyh Sait, 13 Şubat 1925'te, Çapakçur'da devlete isyan etti. Biz üç ay, doğuda Şeyh Sait'le ve isyancılarla uğraştık. O arada ingilizler de, dünya kadar dolap çevirerek, Musul Meselesini Milletler Cemiyeti'ne götürdüler. Milletler Cemiyeti de Musul bölgesini Irak'a bağladı. ingilizler elli yıl Musul ve Kerkük petrollerini sömürüp durdular. Olan Türk'e, Kürt'e, Arap'a oldu.
Doğuda isyan bayrağı açanların ellerindeki silahlar ingiliz silahlarıydı. Ben, Diyarbakır Örfi idare Mahkemesi'nin zabıtlarını okudum. Mahkeme başkanı soruyordu:
- Sait Efendi bizim en büyük düşmanımız kimdir?
- ingilizler'dir efendim diyordu Şeyh Sait.
Şeyh Sait ve arkadaşları ingiliz oyununa geldiklerini anladılar ama ne fayda! Bu konuyu neden yazdım? Tarih yine tekerrür ediyor da ondan!
yavuz bülent bakiler
MUSTAFA Kemal Paşa Milli Mücadele'ye başlarken, Ankara'da toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi de, aynen son Osmanlı Meclisi gibi düşünmüş, Musul ve Kerkük bölgesinin bizim sınırlarımız içinde kalmasını, şartların şartı olarak görmüştü. Yeni milletvekillerimiz de, Mustafa Kemal Paşa da, Musul ve Kerkük konusunda son derecede hassas ve kararlı idiler.
Milli Mücadelemiz zaferle neticelenince, Lozan'a hareket edecek heyet başkanına, (ismet inönü'ye) Atatürk kesin kararlılığını bir kere daha ifade etti:
- Musul ve Kerkük bölgesi Misak-ı Milli gereğince, milli sınırlarımız içinde olmalıdır. Niçin? Çünkü o bölge, en az bin yıldan beri bizim hakimiyetimiz altında bulunmuştur. O topraklarda bizim soydaşlarımız yaşamaktadır. Hem çok zengin petrol yatakları dolayısıyla, hem de Doğu ve Güneydoğu Anadolumuzun tabii uzantısı olması yüzünden Musul bölgesi bizde kalmalıdır!
20 Kasım 1922 tarihinde başlayan Lozan müzakereleri çok çetin oldu. ingiltere, Musul bölgesinin bize bırakılmasını kat'iyen istemiyordu. Lord Gürzon, ismet inönü'ye adeta kök söktürüyordu. ingiltere, Musul bölgesi üzerindeki pençesini kaldırmak istemiyordu. ismet Paşa, durumu Mustafa Kemal Paşa'ya bildirdi, 'Ne yapmamı, nasıl hareket etmemi emredersiniz?' diye sordu. Atatürk dedi ki :
- itilaf devletleriyle orada anlaştığınız hususların altını imzalayınız! Musul mes'elesini daha sonraya bırakınız! Musul bölgesini daha sonraki aylarda veya yıllarda ingiltere ile ikili görüşmeler yaparak halledelim...
Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1924 tarihinde, Musul mes'elesi askıya alınarak, (sonraya bırakılarak) imzalandı. Bu arada, Ankara'da Millet Meclisimizde Musul bölgesi için çok sert tartışmalar oldu. Bir yiğit vatansever olan Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey, Meclis kürsüsünden haykırıyordu:
Yarın hiç vermezler
- Efendiler! Mısır'ı ingilizler'den aldınız mı? Kıbrıs'ı aldınız mı, efendiler? Musul'u bugün sana vermeyen ingilizler yarın niçin versin? ingilizler'in gayesi orada bir Kürt hükümeti teşkil edip, senin memleketini parçalayıp, neticede bir Ermenistan teşkil etmek değil midir?
Bu arada, Genelkurmay Başkanlığımız, Meclis'teki sert tartışmalara bakarak, Atatürk'ün isteklerini de dikkate alarak bir savaş hazırlığına bile başladı. Genelkurmay Başkanımız Fevzi Çakmak Paşa, askeri birliklerimize gönderdiği bir şifre telgrafta, 'Musul'a karşı bir taarruzda bulunabileceğimizi' bildirdi. Meclisimizde, istendi ki Kazım Karabekir Paşa komutasındaki birliklerimiz, Musul bölgesine girsin ve o toprakları ingilizler'e bırakmasın!
Sonra ne oldu? Bu sorunun cevabı çok uzundur. ingilizler, duruma derhal müdahale ettiler. Bizi Musul bölgesi için yeni bir savaştan uzak tutmak amacıyla yerli halkı silahlandırdılar. Şeyh Sait, 13 Şubat 1925'te, Çapakçur'da devlete isyan etti. Biz üç ay, doğuda Şeyh Sait'le ve isyancılarla uğraştık. O arada ingilizler de, dünya kadar dolap çevirerek, Musul Meselesini Milletler Cemiyeti'ne götürdüler. Milletler Cemiyeti de Musul bölgesini Irak'a bağladı. ingilizler elli yıl Musul ve Kerkük petrollerini sömürüp durdular. Olan Türk'e, Kürt'e, Arap'a oldu.
Doğuda isyan bayrağı açanların ellerindeki silahlar ingiliz silahlarıydı. Ben, Diyarbakır Örfi idare Mahkemesi'nin zabıtlarını okudum. Mahkeme başkanı soruyordu:
- Sait Efendi bizim en büyük düşmanımız kimdir?
- ingilizler'dir efendim diyordu Şeyh Sait.
Şeyh Sait ve arkadaşları ingiliz oyununa geldiklerini anladılar ama ne fayda! Bu konuyu neden yazdım? Tarih yine tekerrür ediyor da ondan!
yavuz bülent bakiler
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar