teknik, sahne tasarım, içerik ve dil açısından bugüne kadar yazılmış en komik oyun. kitabı da en az oyunu kadar keyif veren akıl, incelik dolu, "farsça fars".
prens rıza'nın öğretmeni meşhedi ile tarih dersinden alıntı:
meşhedi: zafer-ül çaldıran. şah ismail tahta çıktığında, osmanlı imparatoru yavuz selim şahımızın cülusunu mebrik etmemiş, mu durum şah ismaili minirlendirmiş...
pr. rıza: yavuz selim?
meşhedi: yavuz selim... anın üzerine şah ismail, almış ayetullah mata-hari'den fetva, yürümüş osmanoğlu üstüne...
Pr. rıza: şah ismail?
meşhedi: şah ismail. ordumuz üç milyar asker ile...
pr. rıza: ohaa!
meşhedi: ordumuz, üç milyon asker ile..
pr. rıza: çüüşşş..
meşhedi: üçyüzbin asker ile...
pr. rıza: peh peh peh peh..
meşhedi: peki otuz bin asker ile..
pr. rıza: otuz bin kişi, mir adamın peşinden, dıgıdık dıgıdık, rap rap rap?
meşhedi: hiç mi askeri yokmuş mu şah ismail'in? cık cık cık... önde şah ismail, fonda üç samimi arkadaşı, yürümüş osmanoğlu üstüne...
pr. rıza: dört kişi?
meşhedi: me var, m'olucak? dört kişiden mürekkep ordumuz konya önlerine gelende, yavuz selim hala ortalıkta görünmemiş, muna mukabil yavuz selim'den mir mektup ilen prezervatif misal tahkir edici hedayeler gelmiş...
pr. rıza: yavuz selim mi göndermiş?
meşhedi: mevet yahu, müstah! anın üzerine şah ismail, anı sportmengüzeşt muharebeye davet etmiş... ordumuz mülk-ü osmani'de milerledikçe milerlemiş...
pr. rıza: mülk-ü osmani'de..? miz.?
meşhedi: mülk-ü osmani'de, miz! ordumuz izmit önlerinde mişmaniye molası verende, yavuz selim hala ortalıkta görünmeyende, orduda isyan tebarüz etmiş, erat geri dönmek istemiş, şah ismail'in çadırına ok ve kurşun yağmuru başlamış, muna minirlenen şah ismail, mirdenmire mırlamış çadırından, matlamış matının üstüne, dalmış erat arasına ve konuşmuş şöyle: "men size mu meşakkatlerin çekileceğini dahi cülusumda söylemişem. ol zeman miçün itaat etmişsenez, imdi miçün kabul eylemezsüz? kim ki rahat ister, anlar karılarının koynuna dönsün, men yalanuz, giderem"
pr. rıza: nereye?
meşhedi: yavuz selim üstüne
pr. rıza: şah ismail?
meşhedi: şah ismail! mu laflar üzerine ordumuza moral-ül muazzama gelmiş, ordumuz mirdenmire, mişmaniyenin de etkisiyle saldırıya geçmiş... ordumuz kartal, pendik sırtlarından mallahallah mallahallah nidalarıyla meydan-ül üsküdar'a inmiş.
pr. rıza: arabalı vapurun orda mı?
meşhedi: cık. şaşı simitçiyi geçince!
pr. rıza: ......?
meşhedi: hepsini mirmirine karıştırıyorsun maynak! yani sayın maynak prensim... mronolojik açıdan moktan bir ddurum oluyor. ol zeman araba yok, vapur yok. sen nerden çıkarıyorsun arabalı vapuru? ol zeman araba olsa şah ismail manyak mı, at üstünde dıgıdık dıgıdık rap rap rap? şah ismail'e boğaz köprüsünde ehliyet soran mı var?.... osmanlılar boğaza dökülmüş, yavuz selim kavuğunu, kılıcını, peruğunu orda bırakarak, don gömlek atlamış suya, şapır şupur yüzerek, kuz kulesi tarikiyle antartika'ya firar eylemiş.
... insaniyetli şah ismail, ana teferruatını iade etmekle kalmamış, aynı zamanda kemah, diyar-ı bekir, mardin gibi kaleleri ana hedaye etmiş.
pr. rıza: peruğu, kılıcı anladık, kaleleri niye veriyor?
meşhedi: cest! cest-ül ala!
pr. rıza: aaa, bu şah ismail de hıyar-ül ala!
meşhedi: olur mu? kendisi delikanlının allahı imiş.
pr. rıza: pes kim muharebe üsküdar'da olmuş, adı niye çaldıran konmuş?
meşhedi: men de, yıllar var ki, munu merag eder dururem.