bugün

kamp yapmak

en basitinden doğa ile iç içe olursunuz. doğaya yakın olmak, özel bir şey yapmanıza gerek kalmadan genetiğinizde olan bazı önemli duyguları harekete geçirerek, özünüze dönmenize ve kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olacaktır. içinizdeki stres, öfke, gerginlik gibi hisleri azaltabileceksiniz. teknolojiden bir süreliğine de olsa uzaklaşmak, inanın insana iyi geliyor. herkesin çok mutlu gözükmeye çalıştığı sosyal mecralardan uzaklaşıp, gerçek mutluluğu yakalayabiliyorsunuz.

kamp atmak esasen aza kanaat etmeyi öğrenmenin bir başka yoludur. sahip olduğunuz, “ben bunsuz yapamam” dediğiniz şeylerin ne kadar gereksiz olduğunu, aslında çok az şey ile mutlu olunabileceğini görmenize vesiledir kamp. tüketim çılgınlığına “hayır” diyebilmenin bir başka yoludur kamp. faideli eylemdir. manzarası için gittiğiniz, sırf manzarası iyi diye fahiş fiyatlarla karşılaştığınız mekanlar yerine, en güzel manzarada kafa rahat bir şekilde huzura doyabilmektir kamp. meşe odunu üstünde pişen yemeklerinizi bol oksijen eşliğinde mideye indirebilmektir kamp. ucuzdur ucuz! tüm masrafın, aldıkların kadardır. koca bir haftasonunu birkaç bira ve kanatla geçirebilirsin mesela. ya da tercih senin, iyi kalite şarabın yanında t-bone steak de götürebilirsin azizim. ben, köfteciyim mesela.

git kampa, mola ver. bir süreliğine uzaklaş şehrin curcunasından. dinle beni garavel! iyi gecelek, söz! dilersen biraz daha detaylandırayım, hem bu sayede bir kişi daha kazanmış olurum belki.

storylerde cukka cukka yapan dostlarınızın alayı size imrenecek. çoğu kimselerin yapamadığı, çoğu kimselerin yapmaktan çekindiği, “ayhh böcek” diyen firik su’ların, bükentay’ların aslında öğür öğür sucuk yeyip, çimlerde yuvarlanmak istediğini sen gerçekleştirmiş olacaksın. paylaştığın anılar, gördüğün hayvanlar herkesin ilgisini çekecek. bol bol d vitamini de alabilirsin. yat çimlere, ver mabad-ı şahaneni güneşe ve çek vitamini içine içine. bol güneş ışığı ve oksijen = serotonin. elektromanyetik dalgalardan, suni ışıklardan uzaklaşmak uyku düzenine bile iyi gelecek.

sevdiğini, sevdiklerini al yanına. inanın bana kamp ortamında, yani doğada dostlarla edilen sohbetin tadı bile bir başka oluyor. al sana yine serotonin. odaklı ilişki candır, canandır. gecenin zifiri karanlığını aydınlatan kamp ateşinin etrafına kurul, sohbetini de et, şarabını da iç, terapi seansını da tamamla. daha ne olsun di mi ama?

bakınız, enteresandır ama, kamp hayatı cidden kişinin kendi gelişimine faide sağlıyor. kişinin, potansiyel yeteneklerini ortaya çıkartabileceği koşullar sağlayabiliyor. mesela ben baya baya usta adammışım, bunu kamp ata ata öğrendim. hem bu sayede özgüveniniz bile artar. yeni şeyler keşfetmek, potansiyelinizin sandığınızdan da iyi olduğunu görebilmek özgüveni arttırmaz da ne yapar?

bak, spor bile yaparsın kampta. yürürsün, odun kesersin, odun toplarsın, çadırı kurarsın, ateşi yellersin, kurulum sağlarken kalori yakarsın, göl varsa yüzersin, ağaçtan meyve toplarken kolların gelişir, kalçaların, bacakların gelişir falan işte. şimdi sana burada tek tek yazamayacağım hangi hareketin hangi bölgeye etki ettiğini. anladın işte..

kamp attıkça bu isteğin daha da fazla artacak. sürekli yeni yerler keşfetmek, keşfettiğin yerlere dostlarını, aileni, sevdiğini götürmek isteyeceksin. sendeki bu yaşam enerjisini gören çevrendeki insanlar bile pozitif olarak etkilenecek. iyi değil mi? iyi iyi! bazen gittiğin yerlerde başkaları da olacak. o başkaları ile samimi olacak ve yeni dostluklar geliştireceksin. doğada kimse statü sahibi değildir, bunu unutma. herkes, olduğu gibidir ve pozitiftir. işte bu sayede gerçek dostluklar kazanabilir, baki dostluklar sağlayabilirsin. benim çok var böyle doğaçlama karşılaşıp da can dostu olduğum kişiler.

az önce ne demiştim ben? heh, kendini geliştirmek. evet evet, kendini kesinlikle geliştirebilirsin. bak sana ne diyeceğim; kamp ata ata hayatta kalma yeteneklerin bile artacak. bazıları elektrik kesildiğinde mum bile yakmaktan aciz iken, sen portatif soyunma kabini inşa edecek kadar ustalaşacaksın. terliğin koptuğu zaman tamir edebilecek, tek çakmak darbesi ile ateş yakabilecek, t-shirt’ünden balık ağı bile yapabileceksin. iyi olmaz mıydı sence? olurdu olurdu.

kamp hayatı ilgini çektiyse madem, durma, git! uzaklaş şehir hayatından ve kendine gel! kendinle ol, dostlarınla ol, ağaçlarla ol, çimenlerle, hayvanlarla, ayla, güneşle, yıldızlarla ol. rüzgar yalasın yanaklarını. yalnız tek bir şartla: çöplerini topla!

(bkz: armoni)