"her bir katana kılıcı, bir demir fırınının dibinde, ateşler içinde doğar"
katana, yeni bir sanat ve ruhani bir yaşam tarzının çıkmasına neden oldu. teknolojisi mükemmel, yapısı harika bu kılıç, aristokrat bir savaşçı sınıfının doğmasına vesile oldu*. adeta ruhu olan bir silah. hatta, şimdiye kadar insan elinden çıkmış en ikonik silah da diyebiliriz.
bu kılıç, 10. yy'dan önce japon savaşçılar feodal hükümdarlarına hizmet ettikleri zamanda ortaya çıktı. "hizmet edenler" anlamına gelen samurayların, güç ve itibarları bu kılıçla katlandı. sadece aristokrat sınıfından seçilmiş, özel bazı insanlar samuray olabilirdi. bir ömür sürecek öğrenim ve disiplin, onları toplumdan soyutlayan savaşçılara dönüştürüyordu. pek tabii bu onurlu ve gözü pek savaşçıların günümüze kadar gelen namlarının altında, kılıcın keskin tarafının incelebildiği son noktası olan "katana" adlı bu kılıçlar esas etki eden faktör olmuştur. insan vücudunu ikiye ayırabilecek kadar kuvvetli, bir saç telini boydan boya ikiye ayırabilecek kadar da hassas bir silah. kınından çıktığı andan itibaren ölüm saçan bir sanat eseri. harika dengesinin dışında, sanatsal güzelliği de vardır tüm metalurjistleri* kendine hayran bıraktıran.
kılıç, tatara ismi verilen fırınlarda yapılır. bu fırın, 3 metre uzunlukta ve 1 metre genişliğindedir. yüksekliği ise, 1 ila 2 metre arasındadır. kenarında bir sıra havalandırma deliği vardır. dünyadaki son geleneksel tatara ustası ise, akira kihara ismindeki japon bir abimizdir*. ustamız, çok daha saf olan yerel demir kumu kullanır. bu kum, demir ve çeliği kırılgan yapan sülfürü ve fosforu daha az içerir. özel bir çelik oluşması için, odun kömürü içindeki karbon demir kumuyla birleşir ve mucize başlar. japonlar bu özel çeliğe "tamahagane" der. demir kumunun "ateş yatağı" dedikleri yere çökmesi beklenir. kihara, tatara ve tamahagane hakkında şöyle demiş;
"fırın, insan gibidir. demir ve kömürü yemek olarak düşünebiliriz. biz onu yediririz, o da bunu sindirir. böylece bize, güzel tamahagane verir. ateş yatağına çöken erimiş demirin renginden tamahagane olup olmadığı anlaşılır."
ham çelik tam olarak eritilemediği için, katana kılıcı için gerekli kimyasal ve fiziksel özellikler kaybolmaz. ilk olarak, atomik seviyede bir parça karbon tutulur. bu öyle bir orandır ki, efsanevi kılıcı birinci kalite yapar. içeriğindeki karbonun esas olayı ise, muazzam darbelere karşı kılıcın şok emici bir yapıya sahip olabilmesidir. ancak, iyi bir kılıcın esneklikten fazlasına ihtiyacı vardır. bundan mütevellit katanaya saf çelik bir dış uç ilave edilir. az miktarda sülfür, çelik içinde bırakılır.
sonuç: jilet kadar keskin, elmas kadar sert bir yapı.