bugün

masumiyet müzesi

dün ulaştı elime kitabım, akşam üzeri. heyecanlı bekleyişimin aksine hemen başlamadım. gözlerimden uyku akarken, televizyonla * internetle filan oyalandıktan sonra * başladım. ve daha ilk cümlesiyle -hani duymuşsunuzdur :"hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum."- yakaladı bir yerlerimden. hiçbir kitabı daha ilk sayfalarını okurken "bitirince yeniden okumalıyım" dememiştim. ki ben sevdiğim kitapları tekrar tekrar okumaktan büyük zevk duyarım. çok şey söylemicem kitap hakkında, çünkü ben sevdiğim için okur, şarkıları sevdiğim için dinler ve filmleri yalnızca sevdiğim için izlerim. yetkin hissetmem kendimi gerekçelendirmeye, nedenlere bağlamaya. çünkü ben hiç kitap yazmadım, şarkı bestelemedim, hiç film çekmedim. ama şunu söyleyebilirim ki çok yoğun bir hüzün var bu kitapta. ya da beni çok hüzünlendirdi diyelim. uzun zamandan sonra bir kitabı okurken bu kadar soyutlandı dünya benden. heyecanlandım, gülümsedim, üzüldüm okurken. ve en önemlisi bitmesin istedim, bitmesin. * ve şimdi bazılarının hiç bilemeyeceği, hiç tadamayacağı bir zevki keşfetmiş gibi hissediyorum kendimi...