bugün

uber şoförünün yolcuyu dövdüğü iddiası

şüphelerim yersiz değilmiş uber’ e karşı.
şöyle ki, hapşırdığımda “iyi yaşayın, mendil ister misiniz?
öksürdüğümde, “su vereyim mi? gibi benzer sorularla sürücünün beni annem olabilir mi sorusuna karşı ikna etme çabaları filan. yoksa nerdeee? ben alışık değilim memleketimde böyle şeylere. taksilerdeki gibi samimiyet yok. mesela, durdurmak için elini kaldırdığında yüzüne bakmaması yada direksiyonu tutan eliyle dur işareti yaparak “yeter bırak peşimi istemiyorum seni” tribi; yine el edip durdurduğunda yanına yanaşıp ön camı açarak seninle konuşması ve sanki gece için pazarlık ediyor olduğunu hissetmen, kucağında bebeğinle bindiğinde kapının kolunu mu tutayım yoksa son sürat çarptığımızda bebeğimi mi koruyayım adrenali.. bunlar hep içi dışı bir olmak. biz sanırım millet olarak alışık değiliz böyle uber sürücülerinin ağırlama ve kibarlıklarına. tabi çenesi kendisine rağmen düşmeyen teyzenin de böyle cozutması normal. şaşırdı tabi. hiç beklemiyordu kendi gibi bir seviyesize bu davranışları. niyetim aslında kimseyi kötülemek yada birinin ekmeğine yağ sürüp başkasınınkiyle oynamak değil ancak, ibret almaları gerekirken yüzüne gözüne bulaştırmaları kötü olmuş. dizlerini dövsünler şimdi. ağzından sıçan teyzemiz acaba (iyisini tenzih ederek) sabırtaşı,kibar ve hoşgörülü taksicilerimizle böyle konuşup bunun belki de son konuşması olacağını bilir miydi?
(yazdıklarımı okuyunca kendimle mi çeliştim acaba dedim ama amacıma ulaşmışım.)
netice olarak çok güzel bişeysin uber.