--spoiler--
"Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. işte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır. Sapere Aude! [Bilmeye Cüret Et! e.n.] "Aklını kendin kullanmak cesaretini göster!" sözü şimdi Aydınlanmanın parolası olmaktadır."
--spoiler--
--spoiler--
Dogmalar ve kurallar, insanın doğal yetilerinin akla uygun kullanılışının ya da daha doğru bir deyişle kötüye kullanılmasının bu mekanik araçları, erginleşme ve olgunlaşma için sürekli bir ayakbağı olurlar. (burada fazla dogma fazla yasak yozlaştırır diyor..)
--spoiler--
dogma ve kurallara karşı çıkarken aynı zamanda ahlakı da elden bırakmıyor! hülasa şunları diyor;
--spoiler--
"Genel bir yasa olmasını isteyebileceğin bir maksim'e (kişisel ilkeye) göre davran." (burada aydınlanma yasakçılığa karşı ama öyle gerektiğinden fazla da özgürlük yoktur diyor...)
--spoiler--
--spoiler--
"Başkalarını kendi amaçlarını gerçekleştirmek için araç olarak görme." (yani ergen irisi tosuncuk gibi ahlaksız olma, aldatma, ama aldanma da diyor...)
--spoiler--